...
“-neyise bizim gız dur bii!
bi(r) şi(y) sorca(ğ)san sor ğözel gızım”
….
gelin ğızııımm utangaşlığı burak hinci
başını iki yana sallama
“yok” deme
bunnarın hepici(ği) tamamısa
gelelim o gonuya…”
gelin kız al al moru mor
alnında boncuk boncuk ter, işi zor
nefesi kesik,
başı öne eğik
gözlerini yerde tek bir noktaya sabitlemiş
ağlayacak mı gülecek mi
bilememiş
bir halde dinler
bekler de bekler
“-dur abaa, o konuya gelmeden evvela önşe..
benim de bi decem-mar, dur hele”
…
“-gız gızım”
…
“bak boban seni bi(r) gıdım[1] çocug
demeden
verivimiş gocaya,
sana da sordular helbet,
gönnün var mı deye
sen de “heye” dedin ki,
bu bö(y)le oldu
Allah var hepisi var
emmeee, bak sana de(ye)ceklerim var
neye dersen; gelin giden gız gısmına
nasihat adettendir,
ürüsüm böyle hepimize etdiler,
biz de sana ediyoz, eyi olun
i(n)şaallah”
“-aman abaa boşver” der
analık içeri girer
“-boşveer”
..
“-ne d(iy)eceksen deme,
çoluh çocu(ğu)n yan(ın)da”
…
“-biz anamızın garnında mı ö(ğ)rendig,
iki ğün sonura her şeyi öğredir gocası
yaşını başını almış
asgerliğini yapmış gocaman o(ğ)lan”
“-ossuun
ossun varsın”
“-onnarın bilmediği mi var,
babış gibi dil,
ağzını aşsın da bi dinne”
…
“-sen hele, al çocuğunu da bizim gız
çıkıvı dışara, işine gücüne bag ız”
“…”
“-senin bildiğin gadak
bizim unuttuğumuz var evel
Allah”
“-herkeş senin gibi üş ğoca esgitmedi haral
ged anam geeed,
analık deği mi ellere ğalsın”
“-el gadag çocug bu
ne bilir,.. ne anlar gelin olmagdan
ben deyen d(iy)ece(ği)mi
ağşama yok bu gız
aklına geldiği mi var
abaa musadenne”
…
“-bag gızım gel otur hö(y)le annacıma
ne de olsa bir el evi bu”
..
“el deyinşe iki dudag bile bir araya gelmemiş”
“-huyu, huyuna,
suyu, suyuna benzemez
emme netcen senin de evin orası olacag gari
ay aydııın, yol belli”
..
“-duvağınan, urbanla gircen
ak kefennen çıkacan gayri
gerisi nasip, atınan avrat,
yiğidin bahtına denmiş..
Allah yardımcın olsun, yavrııımm”
“-sen ayak uyduracan bundan ke(y)ri onnara”
..
“-gözünü kör edecen,
gula(ğı)nı sağır”
..
“-her duyduğunu demeyecen
ki… adın govcuya çıgmasın
boşboğazlık etmecen..”..
…
“-her bulduğunu yemeyecen
ki, aş, boğazına düşkün,
boğazsak demesinler..”,
..
“-gonuşurkana diline,
sofrada eline mukayet olcan[2]”
“-sabahın erinden galkacan,
sobayı yakacan”
“-zabah ekme(ği)ni hazır edecen,
sofrayı hazır edip
el pençe durup bekleyecen”
“-bag gözel gızım”
..
“-yeyni at yemini,
işlek gelin sevisini artırır
tembel at da kendini gamçılatdırır
mülcem gelin de kendini
zıpıtdırı(r)”
“-dediglerime eyi gulak ver
gelin dediğin yörü(r)kene
ayak sesi garşı damdan duyulmalı ki
“bu ğelin ilerde becerikli
eyi bi avrat olur,
ettiği duttuğu beğenili(r)
bişirdiği yenili, dikdiği keyili(r)
oluna varılı(r), gızı gelin
alını” de(r)ller
..
“ağşam gayınnan, gayınboban
yatmadan yatmaycan
zabah böyüklerden de,
gocandan da erken gakacan”
“-gayınboban yat(a)ca(ğı)nda pantulununu,
çorabını çekecen,
aya(ğı)nı el ile(ğe)nin de yu(ya)can
a(ğ)zını bağlanmış,
dilini dağlanmış etcen,..
”söylemelik[3]”
vermediyse
sö(y)lemecen…
ya bir tarla,
ya bi.. beşibiyerde,
ya da bilezig, inek bişi iste ha
almadan!
söylenme sen de
haaa!
bi goç veriseler de
ı-ıh deme
gönünden ne gopuyosa o..
o onun şerefi..”
[1] gıdım: az
bi gıdım: azıcık, bir dutam, el gadar
[2] mukayyet olmak: dikkat etmek, kontrol altında bulundurmak,
[3] söylemelik: gelin oğlan evine geldiğinde, cümle kapısından girmek için kayın pederi ile pazarlık edilir.. kayınpederi neye gönlünü eder, ne bağışlarsa karşılığında konuşur değilse kısık sesle konuşmaya devam eder.