ABDURRAHİM KARAKOÇ
Ömrünün her karesinde,
Söylediği türkülerin bestesi de, güftesi de,
Özü de, sözü de hep gerçeklere ayarlı kalan;
Notasında kulak tırmalayan ses,
Rotasında insanı ürküten
Ve endişeye, kuşkuya yönelten bir işaret,
Cümlelerinde yerini sevmeyen,
Çiğ ve iğreti bir kelime bulunmayan;
Sırat-ı müstakim üzere yürümeyi
Kendisine en büyük şeref, şan bilen,
Yönünü de yorumunu da kıbleye dönük tutan,
Manevî değerlerle kendini donatmış,
Erdemli bir insandı merhum Abdurrahim Karakoç.
Tertemiz hislerle yazdığı yazılarda da,
Sözü en keskin ve etkili bir şekilde
Muhatabının anlayacağı bir biçimde dillendirdiği
Buram buram vatan, millet ve memleket kokan,
İnsanı yüreğinden yakalayıp yükümlülüklerini kuşandıran,
Yükseklere kanatlandıran şiirlerinde de
Hep akıllı bir cesaretin bizzat kendisi görülen;
Kutsala,
Hak ve hürriyetlere,
İnsanî ve İslâmî özelliklere,
Etik ve estetik özelliklere ömrünü ve gönlünü ilikleyen,
Fikirlerinde, fiillerinde,
Millet ve memleket sevdasını barındırmayan
İnsan suretindeki yılanlara karşı
Hakiki manada bir dik duruş örneği sergileyen,
Korkusuz bir yiğitti merhum Abdurrahim Karakoç.
Yüzünde, yüreğinde,
Bahçesinde, bohçasında,
Her daim ahlak,
Fazilet, ilgi, bilgi beslemiş;
Millî ruhun insanı cesaret abidesi halinde tutan
Ve yüreklendiren mukavemetiyle şahlanmış
Bir gönül eriydi merhum Abdurrahim Karakoç.
İmanla eylemi hayatın teknesinde yoğuran,
Okuduğunu hakkıyla okuyup değerlendiren,
Hep kendi değerleriyle ve kendi gibi yaşayan,
Gölgede duranların gölgesinin olmayacağını haykıran,
Eğitimi yaratana dönüş ve yaratılanı terbiyeye yöneliş olarak algılayan,
Batılda inat eden kafaları değil Hakka itaat eden kafaları kendine yakın bilen,
İlimde, fikirde, sanatta derinleşip
Temelli değer yargılarını Teferruatıyla bilmeyi önemsemiş,
Bir çile adamıydı merhum Abdurrahim Karakoç.
Ruhunu ve gönlünü ,
Her türlü yabancı ve yalancı fikir akımlarına karşı uyanık tutmuş,
Doğru kararlarla yerinde sabır göstermiş,
Yerinde en soylu direniş örneklerini vermiş,
Bir mücadele adamıydı merhum Abdurrahim Karakoç.
Maarifi, marifeti, erdem ve fazileti hakkıyla önemsemiş,
İç bünyesinde özümsemiş,
Kendini aşmaya cehdetmeyenleri yaşamıyor saymış,
Arif ve âkif bir şahsiyetti merhum Abdurrahim Karakoç.
Her şartta ve her zamanda,
“Fırtınaya karşı yaprak değil,
Kökünü toprağın derinliklerine salmış olan çınar dayanır.”
Gerçeğine inanmış,
Ulu bir çınar örneği sergilemiş,
Her türlü fırtınaya ömrü boyunca kahramanca direnmiş,
Cesaret örneğiydi merhum Abdurrahim Karakoç.
Desinler diye hiçbir şey söylememiş, hiçbir şey yazmamış,
Allah’tan başka hiçbir varlıktan korkmamış,
Bütün icraatlarını sadece Allah rızasını düşünerek gerçekleştirmiş,
Derin düşünceyle, İleriyi gören, sezen zekâsıyla,
Şiiriyle, nesiriyle,
İyilerin savunucusu, kötülerin hasmı olmuş,
Bir alperendi merhum Abdurrahim Karakoç.
Okumadan yazmadığı, bilmeden söylemediği için
Yazdıkları hep okunmuş, söyledikleri tutulmuş,
Halk edebiyatının Nefi’den sonraki
En büyük hiciv üstadıydı merhum Abdurrahim Karakoç.
Şiirleriyle insanı coşturan, düşündüren, dillendiren,
İlmini artıran, imanını kuvvetlendiren,
Yüreklendirendi merhum Abdurrahim Karakoç.
Türkçeyi en iyi bir şekilde bilen,
Şiirlerinde, Yazılarında hizmetimize sunan,
Millet şuuru gibi dil şuurunu da vazgeçilmez bir değer olarak gören,
Milletiyle tam bir kafa ve gönül bağı kuran,
Sanatını ebedî gerçeklerin hizmetine veren,
Benini yok saymasına karşılık benliğini her zaman var kılan,
Tefekkür sahibi, tevekkül sahibi bir Allah dostuydu merhum Abdurrahim Karakoç.
Düşünmek, fikir üretmek,
Fiillerini daha bir disiplinli hale getirmek,
İdealist ve insanlığa faydalı olmak,
Her zaman yüksek fikir ve düşüncelerle yükseklerde uçmak,
Yüreklerde yeşerip açmak,
Bütün zamanını güzellik ve erdem üretmekle değerlendirmek;
Çöl kuraklığındaki gönüllere yazılarıyla, şiirleriyle hayat kaynağı olmak,
Gerçeklerin yoluna sular gibi çağlayıp akmak,
Dostları ve yarenleri için kendini unutmak,
Maddi ve dünyevi ihtiras nedir bilmemek,
Sorumluluk, soyluluk ve saygıyla yoğrulmak,
Aklıyla duymak, yüreğiyle bakmak,
Laf değil icraat, şamata değil, faydalı işler gerçekleştirmek,
Vakarını sürekli korumak,
İnsafı, idraki,
Saygıyı, seviyeyi inadına yeşertmekti merhum Abdurrahim Karakoç.
Kısacası;
Örneği pek fazla bulunmayan,
Dostluğundan emin olunan,
Sözlerine güvenilen,
Dürüstlüğü ile övünülen,
Gayretine gıpta edilen,
Ahlakına hayran kalınan,
Mertliği dillere destan olan,
Şiirleri ezbere bilinen,
Ferasetinden, cesaretinden övgüyle bahsedilen,
Doğduğu günden beri hep sırat-ı müstakim çizgisinde yürüyen,
Yükümlülüklerini çok iyi bilen,
İlmî, insanî, İslamî, yerli ve millî özelliklerini her zaman koruyan,
Ahdine sâdık kalan,
Pek çoğumuzun üstadı,
Bir büyük şair-yazardı merhum Abdurrahim Karakoç.
Durdu ŞAHİN