Sen “ömrümün son demi” uğradığım son durak
Dinlediğim tek şarkı sendedir 'türkü gözlüm'
İştiyak takviminde döküldüm varak varak
Günümün kalan kırkı sendedir 'türkü gözlüm'
Dünya zindana dönse sen mehtaplı gecesin
Elif, Şın ile Kaf’tan oluşan tek hecesin
Erciyes Ağrı ne ki Everest’ten yücesin
Mor menekşenin farkı sendedir 'türkü gözlüm'
Deruni bakışındır aklımı baştan alan
Melcesin şu gönlümü mülteci diye alan*
Yüreğin mertçe sever duruşunda yok yalan
Hali görmenin derki sendedir 'türkü gözlüm'*
Hasret budak saldıkça derde dert bindirecek
Visalden öte var mı harımı dindirecek
Bu aşkın dişlisini bir ömür döndürecek
Şedit mahreçli çarkı sendedir 'türkü gözlüm'*
Eğer aman dileyip ocağına düşersem
Firaka salmayasın meczup olup şaşarsam
Bahtiyarlık bulurum eşiğinde pişersem
Felâh makamın erki sendedir 'türkü gözlüm'
Musalla anı gelse yar sensiz yunar mıyım?
Elin elimde olsa tamuda yanar mıyım?
Saraylar bahşedilse saniye konar mıyım?
Derviş’in sevda barkı sendedir 'türkü gözlüm'
Melce: Sığınak
Derk: anlayış kavrayış
Şedit: Güçlü
Mahreç: Çıkış yeri, menşei, kökeni
Şemsettin AĞAR (Dervişoğlu)
“Dervişin Sultan Divanı” adlı kitabımdan