.
 
 
 


Aslında hiç kimse yok
mavileşen gölgelerine takılıp parçalananlar
bir düşün akrep sancısında zembereği susmuş zamanlar
mesela o gördüğün gökyüzü , kumda kadavrası unutulmuş kuşlar...


Sen de yoksun ama bunu bilmiyorsun
bakıyorsun gözlerin bir yontuya dönüşüyor 
konuşuyorsun sesin kendine dönüyor- çarpıp boşluğa
içine çöküyorsun suyun en dibine kristaleşen gölgenle
kırılıyor bütün yengeçler- tuza gömülüyorsun

Bir tırtılsın artık kozanda kelebek yaratan
üç güne ölümü satan- yaşamakmış/ geçelim bunları


Örneğin bir duvar da penceresin
bir kitapta ayraç
ya da diğer yarım kürede kaçak bir ruh
sürekli dönüyorsun kendi ekseninde
ben diyeyim mevlevi bir martı
sen de kolları omuzlarından kopmuş Hektor
ama yine de yoksun- kendimden biliyorum



Hic kimse yok aslında
bir aynada siyah illüzyonla yüzleşme de buna sen
ya da an düşmesi bir düşün labirentinden geçen


Ödünç masallarda devşirilen devrik bir söylence örnegin
Osirisin kemiklerini saklayan eski dünya da
yeni kitaplar yazılıyor kırmızı acılarla
Kendini tekrarlayan cehennemler geçiyor içimizden
bir siyah muskaya hapsediliyor tanrılar


Ben de yokum aslında
ama bunu hiç kimse bilmiyor
örnegin elimi uzattığımda bir karanfile
kalbimi ısırıyor bir kadın
budha gülümsüyor-
Ganja atıyorlar yanmış bir ceseti
kapanıyor kapısı mushabın


Orda camdan türbe içinde
okunmuş karıncalar yerken gözlerini
izafi bir şiirle kopyalıyorum-
sudaki yansımanı


Aslında hiç kimse yok
hayat korgulanmış bir çocuk
düşlerimizde...





.








( İzafi Şiirler başlıklı yazı Cumalı.Ç tarafından 11.04.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.