Ölüm
ile yaşam arasında incecik bir çizgi vardır derler. Hangi tarafında duracağını
bazen kestiremezsin! Unutulmaması gereken, her zaman yaşam tarafında durulması
gerektiğidir. Ancak, ölümden başkası da yalandır.
Bazen
bir saksı, bazen bir vapur, bazen bir camdır bu çizgi. Bir an beynimizin içinde
ki nöronların hareketi olur, sonra boşlukta silikleşir. Bu çizgi hayatı yaşanır
kılar, bu çizgi hayatı bitirir. Ama bir
kez bastın mı bu çizgiye, bir daha hayata asla eskisi gibi bakamazsın.
Yaşam
ile ölüm arasında ki çizgi, aşk ve nefret arasında ki çizgiden daha kalındır,
pişmanlık fayda etmez.
Yaşam
ile ölüm bir el gibidir. Avuç içi ve elin dışı gibi. Ama yine de avuç içi ile elin tersi aynı şey
değildir. Ne ayrılabilirler ne de birleştirilebilir.
Yaşam
ve ölüm arasında ki çizgi; "daha sabah gördüm on iyiydi", "az
önce karşılaştık, nasıl olur!" gibi cümleler kurduran çizgidir.
Ölüm
ile yaşam arası, ölümün gerçekleştiği kalp durması anı kadar olduğu için geçiş
hızlıdır, diğer bir değişle çizgi incedir.
Bir varmış, bir yokmuş aslında masallar için değil, gerçeğin ta kendisi
ölüm için geçerlidir.
Ve dün
ben o çizgiden geçtim! Yaşam tarafında kaldım. Bir kursiyerim tam çizgi de
kaldı. Ne yazık ki, hiç tanımadığım 16 yaşında gencecik bir çocuk, motor siklet
sevdası nedeniyle “ölüm” tarafına geçti.
Düşünsene,
şu an yaşıyorsun, bunu hissediyorsun. Ölüme geçiş ise anlık ve ani oluyor. Aynı
fişi çekilmiş bir bilgisayar gibi kapanıyorsun. Bazen biri o fişe takılıyor,
boşu boşuna gidiyorsun. Bazen kendin çekiyorsun fişi. Bazen de artık son
kullanma tarihi geliyor fişin ve kısa
devre oluyorsun. Ölüm ne kadar da ince bir çizgi, üstüne bastın mı eleniyorsun.
Hayat ne garip! Ben de dahil çoğumuza göre lay lay lom! Başına gelmeyen, ya da
yaşamayan bilmez deriz. Hayat gerçekten çok garip. Son günler de ülke olarak ya
da bireysel yaşadıklarımız veya yaşadıklarım ortada. Değer mi? Kesinlikle
hayır.
Bu
incecik çizgiyi düşünecek olursak, insan olarak hoşgörülü olmayı öğrenmemiz
gerekiyor.
Hoşgörü,
sağlıklı insan davranışıdır. Hoşgörü sağlıklı insan hayatının, özüdür. Beşeri
münasebetlerin temelidir.
Bugün
her zamankinden daha fazla hoş görüye ihtiyacımız olduğu aşikardır. Olumsuz
birçok davranışın sebebi, yeterince hoşgörülü olamamaktır. Evde, trafikte,
sokakta, okulda, iş yerinde, kısaca insanın olduğu her yerde eğer hoşgörü yoksa
orada bencillik, anlaşmazlık, güvensizlik,tartışma, kavga olumsuzluk adına her
şeyi görebilmek mümkündür.
Hoşgörü,
insanlarla kolay ve iyi ilişki kurmayı sağlar
Sabır gerektirdiğinden de her türlü olayda sabırlı olarak daha derin
düşünmeyi ve yanlış yapma ihtimalini azaltır
Trafik
de hoşgörü belki hayat kurtaracaktır. Lütfen hoşgörü…
Daha
fazla yazmak istemiyorum. Yazmamın sebebi, dün yaşamış olduğum trafik kazası ve
o, incecik çizginin yaşam tarafında kalmamdır. Kazanın detayı,
http://www.haberler.com/fethiye-de-motor-kazasi-1-olu-2-yarali-4709041-haberi/%22
linkinde mevcuttur. Ben burada her ne olursa olsun, yaşamını yitiren gence
rahmet, ailesine sabırlar, kursiyerime acil şifalar diliyorum.
Yazı
da kaza resmini kullanmak ne kadar etik olur bilmiyorum ama bir ders çıkarmamız
açısından üzülerek de olsa kullanacağım.
Çok
üzgünüm çok…
Mustafa
Karaahmetoğlu
08.06.2013
Kaynak:
http://www.forumlord.net/,
http://www.itusozluk.com/