Yüzüme bak hazar! 
Kaç zamandır denk getiremedim gözlerine gözlerimi 
Yardan serden söz edesim yok 
Ucu yanık mektuplarım var bu gün 

Çığlığı uzun ahlar geçiyor yüreğimden 
Kasvet yetiştiriyor erguvani akşamlarda 
Zeytin dalları 
İbrahim’in ateşi ne ki 
Yakup’un gözlerine imrendim 
Kara bulutlar şimşek atıyor göğün döşüne 
Ağıtların dili yavan 

Eskiden 
Doğum sancısı çekermiş gölgende ağaçlar 
Yapraklar ay tutulmasında uyurmuş 
Bizden öncekiler de bilir 
Ekmeğini yedik havanın,suyun, toprağın 

İstila edilmiş yıldızlar 
Kapısı kırılmış güneşin 
Türkülerin yürek yakardı 
Yüzün de uçsuz bucaksız gelincik tarlaları 
Kolların burcu burcu kokardı senin 
Nehirlerinin şarkısında sevişirdi kuzular 


Umudun ellerini kestiler hazar 
Yerin karnını yardılar 
Yılanı cebinde geziyor adamlar 
Kan emdiler kardeş demediler 
Kemirdiler semirdiler 
Utancın gölgesini çaldılar 

Cehenneme ortak arıyor köşe başlarında zebaniler 
Kefen başına biat topluyor şeytan 
Bilmediğini bilmeyenler de ahkâm 
Bilenler fetva pazarlığında 
Bilenler susma orucunda hazar 

Sebepsiz midir dağların için için yanması 
Sebepsiz midir bıyıkları terlememiş çocukların karabasanları 

Bunlar kim? 
Bunlar bizden değil hazar 
Bir şey yap bir şey söyle 
Ölü gözlerini salma üstüme 
Söyle ki bekleyecek umudum olsun
( Hazar başlıklı yazı mustafadogan tarafından 9.06.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.