Hirâ...

Kapına fesleğen koy gözlerim 
Bir miski Amber yayılsın yeryüzüne 
Gönül dehlizinde sakla umutlarını 
Olaki! 
Yar düşer rüyana... 



Cibril kanatlarını yere eğdi bu gece 
Uyku tene musalla 
Üstüne semayı direksiz tutan aşkına 
Etin tırnağa sarılışı gibi 
Kalk süsle kendini 
Gün bayram yerden göğe 
Cihana sığmayan misafirlerin var 
Bahtına kurban 
Hirâ... 



Oku diyor her canım 
Arşı ıslatan yağmur mu gözlerin? 
‘Seni yaratan Rab’binin adıyla oku’ 
Ümmi bir lisanın hercümerç hali 
Bilmez iken kalem nedir titreme nedir 
Sırrına erenler adına 
Oku! ! ! kelamı aşkla yazılanı 



El değmemiş bir bekleyişti 
Cebel-i nûrdan yayılan abı-hayat çeşmesi 
Yüzünü yıkıyor kainat 
Gözleri ışıl ışıl güneşin 
Bir de sen söyle 
Ey Hatemül Enbiya 
‘Hak geldi batıl zail oldu’ 
Selama dursun her adımınla sıkışan nefesler 
Göğüs kafesini parçalıyor kalp 
Bir toz olabilseydim duvarında o an 
Sen nasıl dayandın hirâ... 

Dökülen yıldızlardan belliydi 
Baş aşağı düşen kırık tanrılardan 
Kapanan gök kapılarından 
Sütunlarda tam inşikak vakti 

Gayrısına meyil yok 
Gayrısı yok! 
Yürü ey iki cihan Serveri 
Ayakların altında yanan kumum 
Bas üstüme izinin visaline

sevinsin ruhum ....



( Hirâ... başlıklı yazı mustafadogan tarafından 1.06.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.