Gönlümüzle birleşen serinkanlı şu deniz

Atlaslara bürünmüş yekpare uzanıyor;

Ne muhteşem bir ân bu,

Ne de derin, bilseniz…

Gecenin  mavisine el çırpan yakamozlar

Mıhlanmış balkonlara neşeyle göz kırpıyor…

“Ruhlara ilham veren manzaranın büyüsü

Senden midir, Dolunay?”

 

Kirpiklerin içine dökülen serin mavi

Titreyen yüreklere şifa mırıldanıyor;

Çocukça bir arzunun meltemiyle ısınıp

Sarılmışken rüyaya,

Tüm zamanları aşıp, dağı taşı dolaşıp,

“Hayatın ortasına damlayıveren yaza

Siper misin, Dolunay?”

 

Ele avuca sığmayan havai fişekler

Laciverti yırtarak bozarken sessizliği,

Bir tutam renk çalıyor, gözlere patlamalar…

Bundandır sanırsınız;

Hem hüzne hem neşeye,

Bir ânda  atlamalar…

Rıhtımın sevincine sızmış maviliklere

İliklerken düşleri:

“Saadet fısıldayan lacivert akşamlara

Rehber misin, Dolunay?”

 

Matemler, korkarak kaçıştılar köşe bucak

Yalnız sen açtın bize şefkatle dolu kucak…

Acemi bir telaşla sarmaladık çabucak,

Dilimizde dolaşan bir aşkın ezgisinde

Karşı sahile vurmuş derin kimsesizliği…

Anladım! Tüm hakikat orda, denizde gizli:

“Bir ömre damga vuran zaman mısın,

Dolunay?”

 

Ya tan yerine meftun  ya da gurubda saklı,

Ne ayan beyan ortada

Ne de tümden yasaklı

Köpük köpük dağılan bir hüznün gecesine,

“Işık Işık yayılan Güneş misin, Dolunay?”

 

En kuytu köşelerde demlenirken

Kadîm Aşk,

Karanlığın üstüne gergef olmuş atlasa

Yayıldıkça pür telaş;

Bir kalbin sayfaları martının kanadında

Süzüldü  yavaş yavaş…

“Sonsuzluk gülüşünün şahidi sensin desem;

Kızar mısın, Dolunay?”

 

Binlerce yıl dilimden düşmeyecek şarkısın

Hep seni söyler günüm; hep seni çizer düşüm…

Gözlerime vurduğun aşkın ışığı için,

Sana bir şiir yazdım; şu lacivert gecemde…

Sandım ki yanımdasın, bitmeyen bilmecemde…

Nefesimi tutarak seyre daldımsa seni;

İçimdeki mehtapla yüzdüğüm denizimde,

-Bilmedim ki-

“Yüzündeki ışığı lacivert gökyüzüme

Serer misin, Dolunay!..”

 

Öyle mağrur gülüşle seyrettin ki yerinden,

Körfezdeki şu beni!

Lacivertlere sinmiş bu bitimsiz şiiri,

-Şöyle ruhundan duyup-

“İçin için yanarak

Sever misin, Dolunay?”

 

Sevginin limanına unutulmaz bir ânı

İşledik nakış nakış…

Yüzyıllar sürüp gitse, unutulmaz tek bakış!

Uzatsan ellerini atlas denize doğru,

Ve bıraksan usulca, yüreğimize inci!

İncinin hatırına meltem sinmiş geceyi;

“O temiz bakışınla, süzer misin,

Dolunay?..”

 

Gönlümüzle birleşen serinkanlı bir

Deniz…

Atlas’ına bürünmüş yekpare uzanıyor…

Ne muhteşem bir ân bu!

Ne de derin! Görseniz…

Pervasız emekleyen fikirlerin yerine,

İpeksi duygularla:

“Şafak şafak yazılan nişan mısın?

Dolunay!”

   

Yegâh Elif Mirzâde ( Ranâ İSLÂM DEĞİRMENCİ) 

İzmit- KÖRFEZ- 23. 06. 2013

 

( Dolunay başlıklı yazı Rana İslam D tarafından 24.06.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.