Karanlıkta kaybolmuş yolunu bulamayan biri gibiyim. Önümü göremiyorum. Önümü aydınlatan, görmemi sağlayan aklım, sevgim, vicdanım, umutlarım bütün ışığını yitirmiş hayatı siyahtan başka hiçbir şey olmayan bir insan yapıyor beni. İnsanlara duyduğum güveni yok ediyor. İnsanlığın dünyanın iğrenç oyunlarından oluşan bataklığında batıp yok olması beni derinden sarsıyor. İnsanların aslında diğer renklerin hepsi olan ama görünürde hiçbiri olmayan beyazı unutup kirletmeleri beni çok üzüyor. Sadece beyazı değil, maviyi, moru, sarıyı, yeşili unutuyorlar. Hiçbir değeri olmayan önemsiz dünya için birbirlerini satıyorlar. En önemlisi insanlığı satıyorlar. Şu önemsiz dünyada yaşamın güzelliklerini göremiyorlar. Yaşamın toz pembe anlarını yaşamıyorlar. Gözlerini ışığa açmıyorlar. İnsanlar kendilerini derin dipsiz kuyulara hapsetmişler. Dünyanın iğrenç oyunlarında kaybolmuşlar. Gerçekleri görmek istemiyorlar. Böyle bir ortamda "GÜVEN" sadece benim için değil, bütün insanlık için yok oluyor. Anlamını, değerini yitiriyor. Herkesin ağzına sakız oluyor. Ayaklar altına iniyor. Yanıp kül oluyor. Söz konusu böyle olunca benim gerçekleri görüp güvenimi yitirmem mi yanlış yoksa insanların gözlerini her şeye kapamaları mı?
( Güven Ağzımın Sakızı Ateşin Külü başlıklı yazı mor kalem tarafından 31.07.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu