TANRILARINIZI RAHATSIZ ETMEYE GELDİK

Nedir sizin beklediğiniz hayattan ? Handikaplar mı dolanıyor ayaklarınıza, teslimiyetinizi eyleme dökmenize el vermeyen ? Bilir misiniz "LA İLAHE İLLALLAH" ne demektir, bu sözle kabullendiğiniz "devrim" nedir ? "LA İLAHE İLLALLAH" ı benimsememiş, içini boş bırakmış, sözden; kalbe ve eyleme indirmemiş her benlik, mutlaka ruhunu birine veya birşeye satmıştır. Bu, sizin teslimiyetinizin göstergesidir. LA İLAHE İLLALLAH; Allah'tan başka herşeye "LA" demektir, Allah'ın hükmünden gayrı her hükme "LA" demektir, zulme "LA" demektir, adaletsizliğe "LA" demektir, köleleşmeye "LA" demektir, firavunlaşmaya "LA" demektir, ahlâksızlığa "LA" demektir, yetimleri itip kakmaya "LA" demektir, riyakârlığa "LA" demektir, mal istiflemeye "LA" demektir, dayatmacı zihniyete "LA" demektir, ötekileştirmeye "LA" demektir, ırkçılığa "LA" demektir, ekmeğini başkasıyla paylaşmamaya "LA" demektir, devletin halkla bütünleşmemesine "LA" demektir, ata dinine "LA" demektir, Allah'ı anmaktan alıkoyan herşeye "LA" demektir, bir yerde zulüm varken sessiz kalmaya "LA" demektir, Kitab'a uymayan her hükme/eyleme/söze/oluşa/varışa "LA" demektir...."LA İLAHE İLLALLAH" derken bunları ve fazlasını kabul ederek mi teslim olanlardan oldunuz, yoksa bu kelâmın içini; bilinçsizce/umursamazca/alelâde mi doldurdunuz ? "LA" demek yürek işidir, gönlün/zihnin/eylemin bileşkesidir. Peki Ey Müslüman, sizin bileşkeniz nedir ? Sizin bileşkeniz, neyin ya da kimin sesidir ?

Yaşadığınız sürece; bir muaviyeye isyan etmediyseniz, bir yezidi ezmediyseniz, tağuta karşı göğü "LA" sesleriyle inletmediyseniz, rahatlık çökmüş vicdansızlara rahatsızlık vermediyseniz, haksızlıklara karşı kendinizi siper etmeye yeltenmediyseniz, Allah'ın hükmü karşısında kul hükmünü yere sermediyseniz, feryâdların yükseldiği beldelere seyirci olmayı seçtiyseniz, kendinizi yaşamamış saysanız da olur, kütüğünüzü yaşayan ölülerin arasına alsanız da olur...

Ve bilin ki ; elbet birgün “LA” devrimi zulüm karşısında muzaffer olacaktır. Gün gelecek, Musa/lar gelip kölelik zincirlerini sökecek, firavunları ezecektir. Eğer bu yetmezse, İsa/lar gelip yaşayan ölüleri diriltecek, insanların kalplerine sevgi tohumları ekecek ve Musa/ları destekleyecektir. Eğer ölülerin dirilmesi de yetmezse, Muhammed/ler gelecek ve Allah/ın hükmüyle zulmü ayaklar altına serecek, Rahman/ın hükmü ile hükmedilecek, insanlığı BİRleyecek, İsa/ları ve Musa/ları en güzel şekilde destekleyecektir.....Ve birgün mutlaka Allah nurunu tamamlayacak, insanlık muradına erecek, insanlık; tekrar "insan" olma şerefine erecektir...


Biz "La ilahe illallah" diyerek, herşeyi arkamızda bıraktık. Ne dönüp arkamıza baktık, ne bıraktıklarımız için tasalandık. Ruhumuzu prangalarından kurtandık. Özgürlüğün tadına vardık. Üzerimdeki yükü attık. Bizim de Tanrılarımız vardı. Kendimizin bile farkına varmadığımız, gün geçtikçe çoğalttığımız, inkâr ettiğimizi sandıkça, yüceltip onurlandırdığımız....Benliğimizi/egomuzu bile tanrılaştığımız anlar oldu bizim. Ancak bizim onları sırtımızda taşımaya niyetimiz yoktu. Aldık egomuzu en başa, koyduk tanrılarımızı arkaya. BİRe ulaşmanın verdiği güvenle, BİRlenmeyle gelen özgürlükle, yaktık hepsini tek tek, Rahman/a dayadık sırtımızı hep yek ! .... Ve Tanrıları satmakla Rabbimize vardık ve Rahman'a varmakla, hayatımdaki en doğru şeyi yaptık.

Allah'a teslimiyetle yaklaşıp ahitleştiğimizden beri, bir "Devrim" büyür bizim içimizde. Bir "Devrim" ki; hak/kı yere göğe sığdırmayan, hak/ka asileşen herşey baş kaldıran, var gücüyle karşı koyan, canıyla/malıyla savaşan.....Hâl böyle iken; siz öldüğümüzü sansanız da zaman zaman, yok olduğumuzu sandığınız anlarda "Devrim" yapar tekrar dikiliriz karşınıza ! Atalarımız Adem, İbrahim, Muhammed gibi, yıkarız tabularınızı/tağutlarınızı ve bozarız tüm ezberlenmiş yalanlarınızı ! Herşey bizim şehadetimizi göğe savurmamızla başlar. Yeryüzüne indirdiğimiz her bir "LA", tüm yalanlarınızı/ilâhlaştırdıklarınızı/inkârlarınızı taşlar ! Direnişimiz, ebediyete kadardır bizim. Ne ilâhlarınızdan etkilenir direnişimiz, ne de hak yoldan sapar devrimimiz. Herdâim HAK/kın izinde, herzaman Rahman/ın desteğinde, ezelden ebede, mücadelenin merkezinde, hep BİRde, hep BİRlikte.


Dünya varlığını sürdürdükçe, tanrılarınızı rahatsız etmekten vazgeçmeyeceğiz. Siz tanrılarınızı arttırdıkça, biz de eylemlerimize devam edeceğiz. Tanrılarınız büyümeye çalıştıkça, "LA" seslerimiz gökyüzünü dolduracak. Siz daha sözünüzü söyleyemeden, HAK/kın sözü sizi saracak. Yükselmeye çalışan her tanrınız, yerin en dibine batacak. "LA" devrimimizin yankısı, sizi derinden sarsacak. Hiç birşey zarar veremeyecek bize. Hiç kimse engelleyemeyecek bizi. Biz ölsek de tekrar dirileceğiz. Ölüp tekrar karşınıza dikileceğiz. Bir Malcolm x olacağız, bir Rachel Corrie olarak savaşacağız, bir Ali Şeriati olarak yansıyacağız, bir Ebu Zer olarak haykıracağız...Her devirde yeniden doğacağız ve tanrılarınıza baş kaldıracağız......


TÜLAY YILDIRIM EDE
( Tanrılarınızı Rahatsız Etmeye Geldik başlıklı yazı abd-ı memluk tarafından 9/9/2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.