İkimizin de uykusu
gelmeye başlamıştı; uzandık. Karanlığın
içinde ellerimi arıyordu, bana doğru döndü. Nefesini yüzümde hissediyordum,
beni ne kadar çok sevdiğini mırıldanıyordu masal anlatır gibi, ninni söyler
gibi…Saçlarımı okşarken ruhum bir hayal bahçesindeydi; kumdan kuleler
yapıyordum ikimiz için ve dalgaların ulaşamayacağı sahillere yazıyordum
adımızı… Bu kadar derin yaşamamıştım aşkı ve hiç bu kadar zor olmamıştı.
Göğsüne doğru süzüldüm ve ondan başka her şey yok oldu. Gözlerimi kapattım ve
sonsuz bir güvenin koynunda uykuya daldım…
Korkunç bir kabusla
fırladım yataktan; başka bir sevgilisi vardı aşkın. Onunlaydı her an,
mutluluğunu üzüntüsünü onunla paylaşıyordu. Ben değildim hayatındaki bir
başkasıydı. Onu kıskanıyor onun için ağlıyor kendisini paralıyordu. Kendimi bu
kadar berbat hissetmemiştim, sevdiğim adamın hayatında başka birinin olması
zamanını onunla geçirmesi… Bu korkunç bir şey … Bu rüya bile olsa canım çok
yanıyordu; kabullenemediğim bir şey vardı ama ses çıkaramıyordum. Sevdiğim
herşeyim ben onun diğer yarısı olmuşken nasıl bir başkasıyla olmasını
kabullenebilirim, nasıl dayanırım başkasına da benim gibi sarılmasına,
bakmasına…Yanımda öylece uzanırken onu izledim; ona dokunmak, yanında olmak
tarifi mümkün olmayan bir mutluluktu. Hayatın bana sunduğu en büyük hediye şu
an karşımda uyuyordu ve onu kaybetmek kendimi kaybetmek olacaktı…Kalbimin
çarpıntısıyla gerçekten uyandım; yanıma
baktım uyuyordu gerçek olamayacak kadar güzel görünüyordu her şey evet
yanımdaydı ama yasaklı, yanımda ama bana ait değil…Meğer rüyanın içinde rüya
görmüşüm ben, o korktuğum kabusun içine düşmüşüm ben, rüya dediğim gerçeğin ta
içinde uyuyormuşum ben.
Yazarın
Önceki Yazısı