Gözlerini gözlerimden çekti,
kapattı!
sende mi dedim..?
Yeni açılan deftere imzasını karaladı, oysa ki okuma fırsatı vermemişti. Önsöz’ü yetmedi, sürüklemeliydi beni, okumalıydım! Susuzluğuma bir nebze olsun damlamalıydı ve kaybolmalıydım satırlarında...

Aptalca boş bir kâğıdın karşısında geçirdiğim kaçıncı gece oldu sayamadım... kal bende, vazgeçme, darmadağınım! Oysa tek kelimelik bir cümleydi yazacağım; Gitme...!

Hayırsızlar kervanına sende mi katıldın? Nasıl bir ayrılığa hazırlanmaktır bu, anlam veremedim bir türlü!
Artık hiç bir renk gözümdeki griliği almaya yetmiyor. Çorak iklimlere yaklaştım, göz çukurlarım kurumakta.
Bedenimdeki toprak yeşili tanımıştı zamanın da, çok geç değildi derken; çıktın karşıma! Bir patlama sonrası gibi düştüm, sıkıştım kaldım köşeye, sen sustun ve ben estim, gürledim. Öfke uykusundan uyandığım vakitlerdi, ne de güzel yakaladın sen o baharı. Çok şanslıydın aslında ve farkında değildin yine de...İlla ki yollamalıydın beni uçsuz uçurumlara, oysa ki uçurtmada takılı kalmıştı gözlerim.
Sen gecenin kirli yüzünü görürken, evrenin şükr’ünü sundum sana, yıldızlar biriktirdim karanlık gecelerime.
Çığlıkların, öfkelerin, kustuğun, bütün kanamalarını beklettiğin ve bütün yumruklarını yönelttiğim tek hedef ben oldum! Hedefin şaşmadı...

Şimdi beden/i/min, ruhu/m/un doğasını nasıl bozdun görebiliyor musun?
Güneşten kaçan, ışıkları birbir kapatan, bir tek kalmışcasına katili olduğum gündüzlerden kaçışımı görebiliyor musun?
Keskin bir rüzgarın yüzüme tokat atması gibi ince bir acı hissediyordum...
İçimin avlusunda volta atıyorum tek başıma...
Zaman dediğim kavramın yolculuğunda ilerliyorum yavaş yavaş ki; hızlı yaşadım acılarımı...
Artık acelem yoktu, zaten nasırlaştı ayaklarım, taşlı yolların izleri...
Ayaklarımı bastığım toparaklarda mevsimin dört şekilde olmasının ne önemi var ki! Ben hep aynı son, başbaşa ve sonun başlangıcı sonbahardayım, içim hep üşümekte!
Enkazı kaldırıp yeniden yapılar sunmak gözümde ne de çok büyüyor! Tembellik dizboyu, kalbimin yorgunluğuna artık beynim bile karışmıyor!

Dışarıya ilişti birden gözlerim! Sokak lambası altında iki kedi yavrusu...şakalaşmalarını, birbirlerine vurmalarını görebiliyorum tatlıca...Sonra biri diğerine daha ağırından bir sille çekiyor, acısını alan kedi yavrusu ayrılıyor oradan. Kalan, yanlış yaptığının farkında, oysa o küçük kedi bile gururu öğrenmişçesine kalıyor oracıkta...Son bir bakış atıyor, son bir el gibi, gitme der gibi!
Gitme, nedenler ne zaman gerekçe oldu ki, ya da ne zaman etki yaptı yolculuğun önünde?
Soruların yanıtlarını boş bıraktım, gerçekler mutlu değildi sonuçta...
ve mutlu etmeliydim.

"Gitme.......!"
( Gitme başlıklı yazı rosens tarafından 17.12.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.