1
ŞEKİLCİLİK VE AŞK
Aşk bana göre iki bedenin birleşmesi değil,
aradaki ulaşılamayan hasretlik ve uzaklık bana göre… Çünkü ulaşıldığında
cazibesini kaybeder.
Günümüzde flörtler, arkadaşlıklar, çıkmalar
derken aşk arada kayboluyor. Şekilcilik gerçek aşkı geride bırakıyor!
Geleceğimiz düşündüğümüzde evlatlarımız,
kızlarımız ve karşı cinsi, temelsiz bir sevgi üzerine mi yuva kurduruyorlar
diye düşünüyorum. Beni bu konuya sevk eden ise boşanmaların aşırı derecede
artması, yani evlenmelerin 1/3 birin evlendikten sonra ayrılması gibi rakamlar.
Önce kim nasıl bir hayat yaşamayı düşlüyor,
ailenin rolü, çevrenin rolü ve etkenleri bu işin neresinden bakmak lazım gibi soruları
kendimize sormalıyız.
Evlenmek mutlu olmak mı acaba?
Bir aile çocuğunu evlendirirken çocuğuna seçme
hakkı veriyor mu, veriyorsa da çocuk, evlilik hayatının ailesindeki gibi
olmayacağına hazırlanıyor mu?
Dinimizde evlilik bir hayır iş olarak, addedilir
ne var ki günümüzde bu durum tam tersine dönmüş gibi gözüküyor.
‘’Edep ruhun, evlat bedenin meyvesidir.’’
Evliliğin sorumluluk, gelecek ve nesil
bakımından bir edep olduğunu bilmeliyiz.
Kimi insan: ’’ Efendim ben kapalı kız arıyorum,
kız kapalı; gittin istedin anne, babasının zoruyla kızı verdiler…’’ya da kimisi
namaz kılan şahıs, adam namaz kılıyor ya yalan söylüyorsa, haram yiyorsa,
yolsuzluk yapıyorsa, görünüşle tatbikat aynı değilse… Bu şekilcilik nasıl bir
mutluluk verecek evlilikte?
Kapalı olmak iyi bir kadın ya da aile adayı
olmak mı?
İnsanların hayata bakış açılarına göre
alacakları sorumluluğu bilerek, hayatın şekilcilikten ibaret olmadığını
bilerek, adab-ı muaşeret içinde saygı sevgi ile ileride hayatın getireceği
zorluklar veya mutluluklarını da hesaplayarak geleceğini kurmalıdır. Peşin
hükümle, “o çocuk abdestli namazlı tamam iyi bir eş olur” mantığı doğru
değildir.
Aşk muhabbet duymaktır, aşk sevgi beslemektir…
İyi bir gelecek ve köklü bir aile ortamının oluşması çekirdek aileden geçer.
O yüzden hayatı yaşayacak olan çocuklara seçenek
hakkını vermeliyiz; verirken de bir babanın bir annenin yapması gereken edep,
ahlak ve hayat kurallarının, günlük egolardan ya da fantezilerden ibaret
olmadığını ya da kişilerin görünümü, şekilleri ile olmadığını anlatmaları
gerekir.
Gençlerin evlilik kararını verirken çok iyi düşünmeleri gerekiyor. Bir yaşamdan çıkıp yeni bir hayata yelken açmanın zorlukları, hayat ummanın dalgalarında, o gemiyi batırmadan karaya ulaştırmaları gereken tüm donanım mekanizmalarını, ruhen bedenen ahlaki akli olarak filikalarına koymalıdırlar.
Sevmekle ya da gündelik alışkanlıklarla, aşkı aynı kefeye koymamalıyız…
Sevgiliyle her gün görüşüp, çıkmak veya günümüzde flört denen şeyler sıradan, günlük işlerdir. Aşk ise kavuşamamak, sonsuz bir duygu, derin bir ıstırap, odunsuz ateş demektir…
Gençlerimiz geleceklerini gerçekler üzerine inşa ederlerse en azından hayat sofrasının lezzetinden paylarını almış olurlar…
Saygılarımla…
Bekir AKBULUT
18.12.2013