Bir şehri uzaktan izlemek ve seni sevmek arasında hiçbir fark yok
Uzaklaştıkça güzelleşen bir şeyler var her ikinizde
En onurlu kavgaların güzel bir kadın yüzüne benzediği zamanlarda
Acının ulu yaralarından budanan bir tebessümle güneşe karşı yaşamak
Şairin kaleminden düşürdüğü zavallı bir imge
Ve dünya ruhumuza sürülmüş kan lekesi
Toprakta kuruyan
Oysa seni yazmak kalemin en soylu isyanıydı bir zamanlar
Adına alfabeden düşen harfler, sayfamda şahadetiydi aşkın
Ölümün bile yaşam kadar kutsal sayıldığı bir inanç vardı bu aşkın yaradılışında
Hikmetinden sual olunmayan acılarla boğuşurduk sadakatin direnişinde
Alnı sürgünlerle mühürlenmiş bir anlatıcının dudaklarında memleket kadar büyük
Ve bağımsızlığın tutsak alındığı özde soykırım tasarılarında bir keder
Maviden öte
Eğer bu aşka yeniden başlayabilseydim
Yalanı ve seni birbirinizden uzak tutmazdım yüreğimde
Ben hayatta, senli zamanları anımsayıp takılmaktan
Düşüp yaralanmaktan daha büyük bir acı daha tanımadım
Hangi sıcaklıkla yoğurduysam sensizliği bir ölüm etmedi
Tene bürünemedin bir türlü umut
Saklımda bir yalnızlık oldun hep
Ceplerimde ayrılığa tok bir ruh
Kaç ölüm yazdıysan bana yaşadım
Ve gözlerimi açtığım hayata gene seninle başladım
Aşk; cahilin cesareti değil aklın korkaklığıymış
Anlayamadım!
Ben sana her varlığın yaradılışında var olan yüce bir histim
Ne yazık ki sadece nefret diye bilindim
Al işte gittim
Isıttığın bir kış akşamı her aralık takvimlerde ağlayacak artık
Gözlerini bağla istersen gökyüzünün
Nereden başladıysan bu aşkı yok etmeye
İşte oradan bir gün mutlaka bulacaktır seni ayrılık
Acısını bilmediği hiçbir yarada kabuk bağlamaz zaman
Ayrılıkların sonu vuslat olsaydı her acı sadık kaldırdı hayata
Belki o zaman toprak yuttuğu gibi yeniden doğururdu
Ve ben içimdeki karanlığa inat beklerdim gidişini
Sana yakın hayallerle avunurdum
Düşümü acılarına yatırırdım
Sessiz ve sabırlı
Yokluğunu adım bilen çocuklara varlığını şahadetime katıp anlatırdım
Şimdi bana inanabileceğim bir yalan söyle
Sancılarımdan derlenmiş ve kalbin cehaletinden yoksun
Mutsuz çocukların gözlerindeki keder kadar üryan
Bana inanabileceğim bir yalan söyle
Son nefesini veren bir hastanın dudaklarından emanet
Bir devrimcinin uğruna işkenceler çektiği dava kadar onurlu
Bana inanabileceğim bir yalan söyle
Söyle ki;
Beni bir hiç yerine koyan kalbine bu son girişim olsun
Sevdayı terk sayan gözlerine iman eden yüreğim ölümü sen saysın
........
Bu sevdanın kutsallığına bin yemin sığdırırım da, tene bürünürse nefretim, gözlerimden dökülürsün. İnkârın taşıyamaz bu yükü...
Bu akşam bir dilencinin avuçlarında izledim hayatı
Ve adınla başladım bildiğim bütün dualara
Adınla başladım!
Yoktan var olmak adına