1 Kaf Dağı

"Kar taneleri ne güzel anlatıyor, birbirine zarar vermeden de yol almanın mümkün olduğunu..." Hz Mevlana

Ne hikâyeler anlatılırdı, çocukluğumda ne masallar... Sonu kötü biten bir masal veya hikâye hatırlamıyorum. Sonra teknoloji dönemiyle Türk filmleri aldı masalların yerini, iyi karakterlerin o tertemiz ruh halleri, çocuk dünyam da güvende olduğumu hisettirirdi. Ve o karelere kandım, insanın içindeki iyiliğin karşı konulmaz gücüne… sinemanın büyülü dünyasında aldandım; İyiliğin yenilgisiz zaferine.

Bir anka kuşunun kaf dağında yaşadığını sanırken akıp giden zamanla birlikte kaf dağına yol alan insanlar görmeye başladım. Umutsuzluğa kapılmadan, "Bunlar bir elin parmağını geçmez." diye düşünürken bir baktım, topluluklar halinde kaf dağını yurt edinmişiz Bir büyüklük sevdasıdır sardı, tüm benliğimizi, kaf dağından bakarken dünyaya. Kendi benliklerimizin tavafkarı olduk , paylaşımdan yoksun … Sevgisiz bir dünyanın iticiliğine soyunduk...

Ne garip bir olgudur, zaman. Günler günlere benzer, aylar aylara, mevsimler mevsimlere.Hızla akıp giderken yıllar kendi öğreticilik kimliğinden ödün vermezmiş, asla!.. Masallar diyarında kalmakta inat eden çocuk yüreğim anlayamadı ,dünyanın düzenini; büyütemedim Türk filmlerinin güvenli kollarında, huzura alışmış yüreğimi...

Çocuk yüreğini büyütememiş birine yaşanılanların olağan olduğunu. İnsanlığın tarihçesindeki   iyilikle, kötülüğün, kibirle, alçak gönüllülüğün, savaşını anlatamadım. Anlatıysam da o beni dinlemedi.

 Kartaneleri gibi bir birimize zarar vermeden ilerlemesini bilemediğimizden midir nedir?  Hayal kırıklıkları, bitmek tükenmek bilmeyen iç hesaplaşmalar...

Sonrasın da nemi oluyor? Her gün biraz daha kaybediyorsunuz içinizin iyiliğini. Her gün bir adım daha öldürüyorsunuz yüreğinizin çocuğunu.

 Birileri size "Yazmaya devam et sakın bırakma!.." diyor. Haklı olduklarını biliyorsunuz, elbet. Ama bilmiyorlar ki yazmaya devam edebilmek için yaşayan bir yüreğe ihtiyacınız olduğunu.

 Kötülüğün kılık değiştirdiği bir çağda yaşamanın ne zor ve çetin bir savaş gerektirdiğini hala kabullenmemiş İseniz, işiniz biraz daha zorlaşıyor.

Sonra erdemli maskeleri takan yalancıları görüyor ve tanıyorsunuz. Ama siz sadece susuyor, seyrediyorsunuz. Öylece baka kalmak gibi. İnsanların kendilerini nasıl kandırdığını veya bizi kandırdıklarını sandıklarını biliyorsunuz elbet ama susuyorsunuz.

Sonra kaleminiz size küsüyor, cümleler duyarsızlığınıza alınıyor, sizden yüz çevirmeye başlıyor. Siz biliyorsunuz ki bu hayattaki tek doğru ve tek gerçeğinizi kaybediyorsunuz yüreğiniz eziliyor yine… Sende mi vefalı dostum diyip sitem ediyorsunuz.  

Zeliha Uyar

( Kaf Dağı başlıklı yazı zeliha uyar tarafından 13.01.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.