Bilelim Ki Milli Benliğini Bilmeyen Milletler Başka Milletlere Yem Olurlar.’
Korkmak, sinmek, boyun eğmişlik, vurdumduymazlık, yağcılık, şakşakçılık, haysiyetsizlik, şerefsizlik, vicdansızlık, densizlik, kölelik, mankurtlaşma, …
Bunlar insanların, toplumların ve ülkelerin yaşamlarını olumsuz etkilemektedir.
Korku; insanların çoğunluğunda egemendir, korkmayan insan var mıdır sorusuna
vereceğimiz yanıt hayırdır, korkmayan insan yoktur, az ya da çok hepimiz
mutlaka bir şeylerden korkarız.
‘’Korkunun ecele faydası yoktur’’ sözü ne kadar yerinde söylenmiştir. Korkmakla
gelecek olan tehlikeyi önlememiz hiçbir zaman mümkün değildir. Korkuyu
sürdürmek yerine üzerimize gelecek olan tehlikeye karşı önlemler almak ve
korunmak en doğru yoldur. Korkularımızı yenemediğimiz zaman hayatımız kâbusa
döner.
Sinmek de korkuyla ilintilidir. Kendini göstermemek için büzülmek, saklanmak,
pusmaktır. Korku, yılgınlık gibi sebeplerle konuşmamak, hareketsizlik veya
tepkisizliktir.
Boyun eğmişlik; isteyerek veya istemeyerek bir veya birçok şeye razı olmak,
evet demek, kabul etmektir.
Vurdumduymazlık; Anladığı hâlde anlamamış gibi davranmaktır, umursamazlık,
aldırış etmezlik, duygusuzluktur, çevresinde olan bitenlerinin geneline
kapalılıktır.
Söz konusu Vatanımız, milli ve ahlaki değerlerimiz, ailemiz, sevdiklerimiz
olunca ve bunlara gelecek olan en ufak bir tehlikeyi sezince, görünce korkmak,
sinmek, boyun eğmek, vurdumduymaz olmak doğru mudur, çok düşünmemiz gerekir.
Yağcılık, şakşakçılık, dalkavukluk; birinin diğerinden yoktur farkı. Bir
kimseyi veya onun yaptığı her şeyi doğru bularak överler, başkalarına da kabul
ettirmeye çalışırlar, goygoycudurlar, yüze gülerler, kendilerine çıkar
sağlayacak olanlara aşırı bir saygı ve hayranlık göstererek yaranmak isterler,
yalaka ve yalpaktırlar, güvenilmezdirler, menfaatlerinin olduğu yerdedirler.
Haysiyetsizlik; değerini, saygınlığını, itibarını, özsaygısını kaybetmişliktir.
Şerefsizlik; Toplumca benimsenmiş iyi şöhreti kaybetmektir, onursuz davranışlar
içine girmektir, büyüklüğünü, ululuğunu, üstünlüğünü yitirmektir.
Vicdansızlık; kişinin kendi davranışlarını yargılamaya iten kendi ahlak
değerleri üzerinde ki dolaysız yargılama gücünün kaybolmuşluğudur, törel bilinç
değerlerinin yitirilmişliğidir.
Densizlik; saygısızlıktır ve yakışıksız davranışlardır, münasebetsizliktir,
ahmaklık ve aptallıktır.
Kölelik; Köle birinin emri altında olandır, özgürlüğünü kaybetmiştir, herhangi
bir şeye ve bir kişiye aşırı derecede körü körüne bağlıdır.
Kölelikse; bazı bireylerin diğerlerinin üzerinde mülkiyet hakkına sahip olduğu
bir tür toplumsal katmanlaşma biçimidir. Köleler sadece efendilerine hizmet
ederler, efendilerinin her dediğini yaparlar
Mankurtlaşmak; ulusal kimlikten uzaklaşmadır, bulunduğu topluma
yabancılaşmadır, en tehlikeli durumdur.
Hepimiz bu ülke de yaşıyoruz ve her bireyin ulusal ve toplumsal değerlerine
sahip çıkması lazımdır. Ulusal ve toplumsal değerlerimize sahip çıkmayıp, milli
benliğimizden, ahlaki değerlerimizden uzaklaştığımız zaman başkalarının
tahakkümü altına gireriz. Milli ve ahlaki değerlerimizi hiçe sayarak böyle
yaşamayı aklı başında kaçımız kabul eder, kaçımız buna insanca yaşama
diyebiliriz. Ruhsuzlaşmış bir yaşamı insanlar nasıl kabul edebilir, anlamak
mümkün değildir.
Kimi insanlar korku içindedir, sinmiştir, kimisi tüm yaşananlara boyun
eğmiştir, kimisi vurdumduymazlık içindedir hiçbir şeyi umursamıyordur.
Yağcılar ve şakşakçılar menfaatlerinin olduğu yerdedirler, bunların tek
düşündüğü kendi menfaatleridir, her yerde her ortamda bunları görmek mümkündür,
her yerde kendilerine yaşam alanları bulurlar.
Haysiyetsizler, şerefsizler, vicdansızlar, densizler için ne yazsak azdır,
onlar azmıştır, gözleri kendilerinden başkasını görmez. İnsanlıktan
nasiplenmemişlerdir, milli ve ahlaki değerleri, insanların, toplumların,
ülkelerin yaşamlarını hiçe sayarlar. Elde etmek ve ulaşmak istedikleri hedef
için her türlü kötülüğü ve pisliği yaparlar. Bunlar ülkenin ve toplumun
yüzkaralarıdır, asalaklarıdır, suç işleyen kesimleridir, huzuru bozanlarıdır,
kargaşa yaratanlarıdır, kanun, hukuk tanımazlar,ahlakî kuralları hiçe sayarlar.
Her geçen gün biraz daha ulusal kimliğimizden uzaklaştırıldığımızın farkında
mıyız, her geçen gün ahlaki ve toplumsal değerlerimizi biraz daha
yitirdiğimizin ve içinde bulunduğumuz topluma yabancılaştırıldığımızın farkında
mıyız?
Büyük Atatürk’ün:
‘’ BİLELİM Kİ MİLLİ BENLİĞİNİ BİLMEYEN MİLLETLER BAŞKA MİLLETLERE YEM
OLURLAR.’’
Sözünü hiçbir zaman unutmayalım
Dinçer Demirel
(16,08,2009)