Ben seni unutmak için sevmedim.
Şimdi sessizce yaşamalıyım seni.
Son kelimelerini suskunluğuna ilmekleyip " gitmeliyim, mecburum" diyorsun.
Ne diyebilirim ki haklısın. Yokluğunda da severim seni.
Sana söz sevdiğim seni sensizlikte bile seveceğim..
Bir dakika önce yürüdüğüm yollarda senin ayak izinde karşılaşma ihtimalinde sevdim seni.
Unutmadan sana bir teşekkür borçluyum bana " aşkı ve sevdayı " öğretip
yamalı kalbime bir yudum sevgini verdiğin için.

Unutma ben sevgiyi hiçbir zaman haketmedim.
Ne kadar bu cümlemi sevmesen de evet hiçbir zaman bir yudum sevgiyi haketmedim.
Ellerim yine ayrılıkların cicekleri topluyor oysa o cicekler senin saclarında olmalıydı.
Neyse sevdiğim şimdi kapat üzerime yalnızlığını.
Kilit vur ağlayan sesime. Sessizliğinde nasıl yaşarım onu da bilmiyorum
Lakin bilmeni istediğim şu sen gittin diye sevda elbisesini duvarıma asıyorum
ßir gün geldiğinde yeniden sana ve sevdana giyebilmek için.
İşte bu gece yalnızlığının koynuna girip yokluğunun avuçlarında gözlerimi sana kapatıyorum
bir gün geri döndüğünde " işte geldim helalim, sadece sana geldim " deyip
yüreğimi yüreğinle öperek uyandırman için..

Yokluğuna akacak zaman.
Takvimler yokluğunu anlatacak, aynalar sessiz isyanlarımı..
Şehrimin gölgelerine güneş doğacak, karakış bile bahara gülümseyecek..
Oysa ben sensizlikte yavaş yavaş eriyeceğim.
Tıpkı güneşin avuçlarında eriyen bir kar tanesi gibi. Usulca ve derinden..
Sakın üzülme sözlerim sitem taşıyor diye. .
Üşüyen dudaklarımı sarmayacak, gözlerinle gecelerimi aydınlatmayacaksın.
Şimdi gidiyorum.
Lakin bir gün titrek sesimi ve utangaç yüreğimi görmek istersen
bu şehrin yalnızlık sokaklarında gezinen eskicilere sor.
Küflü bedenimle , yamalı kalbimle seni bekliyor olacağım.
Herşeye inat yanımda tek dayanağım sana oLan sevgimle seni yaşıyor olacağım..

Haydi tüm ışıkları söndürüp ayrılığını giydir üzerime.
Şimdi son kez seni yazdım satırlara.
Dışarıda kararmış hava, ben yalnızlığa yürürken sen imkansızlığın içinde seni arayacağım....
Seni bana hatırlatan bu şehri,
senin bir dakika önce geçme ihtimalindeki yollarda senin ayak izlerini arayacağım.
Saatler geceyi yarıladığında eski anılarımı hatırlayıp gözyaşları içinde sesinin sıcaklığında
" aşkın " imkansızlığına ağlayacağım.

Herşeye inat seni sensizlikte bile seviyorum ηυяυм....
Şimdi dudaklarima kilit vurup son cümlemi sana hediye ediyorum
kendi doğum günümde tek armağanı olarak..

" Ben sana mecburum sen imkansızlığa...."
( Ben Sana Mecburum, Sen İmkansızlığa başlıklı yazı ismail-dogan tarafından 11/3/2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu