Saçlarımı dağıtmak istediğim… Aralarından kayan düş’lerim gibi… Sende yok olmaya gelmişken; bu var oluş da neyin nesi Meyl?!

Uçurumlardan uçan hayallerim vardı benim; her bir zerresine umut bağladığım… Şimdi kertildiğim beşikte koyup gidiyorsun sus’larımı. Oysa her biri haykırış’ı taşıyordu koynunda. Her haykırış; bir yankı… Kesildiğim sütte boğuluyorum. Tut beni Meyl! Sana d/üşüyorum…

Ayaküstü sevdalara yedirememek seni… Yüreklere kor gibi düşen acı gibi... Harfler yet/iş/emiyor sana Meyl! Anla beni, anlatılmıyor iç’im… Gere yarısı di/n/lenmek hasıraltı kuytularda. Zulmet bile bize yabancı! Aydınlat şu aşk’ın peçesini! Sıyrıl küf kokulu düşlerden! Son yanım uçurum; yitiyorum!

Künyede kazılı aşk bize; abidane halinle yaklaş “aşk”a; zekâtı ödenmeli bu aşk’ın! Düş/tüğüm ablukalara kulak asma; nasılsa gelirim ben sana; çekildiğim invizada bırakma beni! Tutulduğum arzaları işkillendirme; s/al beni Meyl, içine koşturduğum yollarına…

Mef’ul yanlarına yaslandırma kelimelerimi; al onları da yüreğine köprü kur art arda dizilen, yaşanmışlıkların haykırdığı cümlelerimle. Taşmasın gözyaşım, yüreğimden. Boğ/dur/ma hislerimi o deryada. Hangi payıma uzlet düştü ki; sen bana yaraştın Meyl?!

Hangi lügat yazdı seni… Hangi hicran; giydirdi sana “aşk” kılıfını?! Söyle Meyl; hangi “sevda” düşürdü seni iç’ime?! Eğil işlendiğin her zerreme; korkuyorum!

Hummalı haykırışlarımı; bir tek sana yönlendirdim. Saptırma onları, hicretinden. Doğrultma kendini Meyl, gönlünü eğ bana... Akışın yüreğime varsın; bende doğrul, ben’imle doğrul! Yakıyor nefeslerim sen’i, yüreğimin miracında.

Bir “Burak” mı gördüğüm sen’de? Yoksa bir “zindan” mısın; içine hapsolduğum? Kendimi vuracak çöl kalmadı ki; Mecnun’luğum tutsun elimden… Sadece gözlerimin karası yetmiyor işte, Leyla’lığıma… İçlerinde bir kanat aradığım kuyulardayım şimdi; boğuluyorum Meyl; s/al yüreğimi, çıkayım yüreğine… Yaraşsın Sevdiğim; bu “sevda” ikimize… Duysun Züleyha’lığım; iç’indeki Yusuf’luğun o eşsiz naifliğini…

Kıvrandığım sancılardan tut beni; zonklasın felahımın şakakları. Takatler bırakmasın peşimi; beni sana yazsın bu “aşk”… Meyilli gözlerim yüreğine dokunsun; tutsun iki yakamdan gözlerin de, uzletim kaçsın iç’imden… Asırlardır sürdürülen bu müebbede bir nokta koy Meyl!

Üç noktayla geleyim sana; sonsuzlukla bitir beni… Yaratan’a işittir ben’i; ses’im ol, öyle s/al ben’i!

Mor bir an’ın koynundayım şimdi… Kaçmak sadece istediğim. Muttasıl’lığım izin vermiyor Meyl; sevdanın vahyinde yazılmıyor gayrılık! Mor menekşe misali bizimki; ötesi ayrılık… Düş’e düşmek; bir “ölüm” kadarlık!

Varlığıma üflenirken can’ım, adın ile var olduğum! Ye/tiş/tir şimdi, sen’i bana.. Ben sen’de yok oluyorum… Yanaklarımdan özlem akıyor… Sereserpeyim şimdi; zeval getiriyor tüm nefesler bana… Hadi eğil yüreğime Meyl; ö/z/lüyorum…

S/aklanmış bir aşk’ın gölgesindeyken… Düşmesin gözlerim üstüme Meyl, ben sen’i bize yazıyorum
( Saklanmış Bir Aşk’ın Gölgesindeyken.. başlıklı yazı ismail-dogan tarafından 11/4/2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.