yıllar sonraydı,
Çocukluğumun ve gençliğimin,
Geçtiği yerlerdeydim.
Aydın ili
Germencik ilçesi
Ortaklar bucağında.
Bir bayram şenliği,Cıvıl, cıvıldı her taraf,
Sokaklarda çocuklar
İçimde bir hüzün ne tuhaf
Çocukluğumu özledim geçmiş yılları anarak
Ne güzeldi o zaman TARİŞ karşısı
ay doğdu sokak
Demiryoluna paralel kerpiçten iki odalı bir evimiz vardı
Uzayıp giden demiryoluna çaprazdan bakardı
Geçe olup yatağıma uzandığımda,
Odamın tavanda bulunan
Bir tavan penceresi vardı
Yazın, uzun gecelerinde yıldızları
Kış gecelerinde akıp giden kara bulutları vardı.
Çocukluk işte kardeşlerim ve ben tavandaki pencereden
Vazgeçilmez tutku, sayardık yıldızları.
Arada bir tiren düdüğü çalardı daha şehre girmeden
Uyku saatimizin geldiğini anlardık,
Gözlerimizi kapatıp,
hayallere dalıp
uyuya kalırdık.
Geçe yarısı bir treni, buharlı bir tren
Belli ki pompanın vanası açılmış su ikmali yapılıyor
Diğer yandan da kazana kömür atılıyor,
Arada bir acayip bir sesle
Dışarıya buhar bırakıyor.
Hareketine yakın ıslığa benzeyen bir sesle
düdüğünü çalıyor.
Uyanıyoruz, gözlerimizi ovuşturarak
Dışarıda tren ve tren düdüğü
Ve odamda ben ve evlerinde insanlar
Saate bakmadan saatin kaç olduğunu biliyorlar
Çünkü bu üç treni, üç on beş de hareket ediyor.
Ben ve benim gibi kim bilir kaç kişi
Geçenin bu saatinde ihtiyaç gideriyor.
Tekrar tatlı bir uyku sabah oluyor.
Sokakta çocuklar tekrar cıvıl, cıvıl oluyor.
Hani demiryolu kenarında dut ağaçları vardı ya
İşte onları özledim,
Çocukluk işte dallarına çıkardık
Sen beyaz Dut’a,
ben ise kara Dut’a
Bilmem neden, kara Dut’un tadı başkaydı,
Ama sen sevmezdin
Bazen muziplik yapardık
Yoldan geçenlere dut atardık.
Bize kızmasınlar diye de aşağıya bakmazdık
Bazen bir kara tren gelir, kazanına kömür yeni atılmış
Dallar arasında dumanın içinde kalırdık
Çocukluk işte işimiz bu, bundan hoşlanırdık.
Ah Erdal ah
biz ne güzel arkadaştık
Sen parlak zekanla ilginç şeyler yapardın
Hatırladın mı bilmem, sinemacı kamilin sinemasından
Parça filmler getirirdin, sonrada bir Tursil kolisi
Karşılıklı iki delik açtık mı
seyyar sinema tamam
Toplardık tüm çocukları
Senin elinde film kareleri, benim elimde fener
Işıklar bir anda söner,
Beyaz parlak duvarda kare, kare filmler
Bunlar sessiz filmler,
bazen Erol taş,
bazen Cüneyt arkın.
Ah Erdal ah biz ne güzel arkadaştık
Hatırlar mısın bilmem hani vardı ya ,
Bizim kapı komşumuz İsmet teyze
Onun penceresinin altına oturmuştuk
Pırıl, pırıl güneşli bir günde,
Senin elinde Yılmaz Güneyin kitabı SALPA
Benim elimde Aziz Nesin'in kitabı ZÜBÜK
İşte o gün hayatımızda unutamayacağımız
bir damgayı yedik.
Herkesin dilinde komünist oluverdik.
Ah be İsmet teyze seni ne çok severdim bilirsin
Beş vakit namazında, niyazında bir kadın diye
Sana mı düştü beni şikayet etmek babama
Sana mı düştü
beni şikayet etmek
babama
Başladı tüm yasaklar göz açtırmaz oldular bana.
Sıkıntıdan sinirlenirdim, kızardım bazen sana
Giderdim, taş toplardım camını kıracağım diye
Planlar kurardım hava kararıncaya dek
Ama yapamadım,
taşlar elimde kalırdı
atamazdım.
Gizli, gizli buluşurduk Erdal’la
Ben ona yazdığım şiirleri verirdim
O bana yırtılmış kitap sayfalarını getirirdi
Neye yarar artık ismimiz komünistti.
Ah Erdal, ah biz ne güzel arkadaştık değil mi
Özlüyorum şimdi o demiryolunu,
Raylar üstünde yürümeyi,
Hani o makasçı vardı ya şişmanca
tren gelirken rayları değiştiren.
Çok severdim onu kızdırmayı,
Elinde sopa koştururdu bizi.
Bazen söylenirdi babam,
Sen bu kafayla gidersen olursun kaldırım mühendisi.
Ben o kafayla gittim oldum kaldırım mühendisi
Seni taktir ediyorum baba,
Her akşam İstanbul sokaklarında,
Sırtımda resmi üniforma,
Durmadan kaldırımları arşınla.
Ah Erdal ah,
Sen tatlıcı Nailin oğlu olarak kaldın
O güzel Ortaklarda Nail ustanın dükkanında
Ben ise fasulyeci Mustafa’nın oğlu olarak
Önce İstanbul,
sonra Şanlıurfa,
daha sonra Kocaeli,
şimdi İzmir sokaklarında.
( Çocukluğa Özlem başlıklı yazı ziya-bekar tarafından 11/18/2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.