1 Son Peygamberin Doğumunu Beklerken

           

            Hz. İsa ile O’nun arasında altı asır kadar bir zaman geçmişti ki, Yahudiler Hz. İsa’yı da tıpkı Hz. Zekeriyya ve oğlu Hz. Yayha’yı öldürdükleri gibi öldürüp ortadan kaldırmak istemişlerdi. Zaten O’nun da 11, 12 tane havarisi vardı sadece. Sonrası altı asırlık bir fetret dönemi…

 

            İnsanlar vahşileşmiş, haksızlıklar ayyuka çıkmış; zulüm, işkence, hırsızlık, arsızlık, çılgınlık, fuhuş, kıtal, işkence ve aklın alamayacağı derecede çeşitli taşkınlık ve şaşkınlıklar başını almış gidiyordu; aynen bugünkü gibi…

 

            Müslümanlar arasında fitne, fesat, ayrışma, anlaşmazlık, kin ve öfke giderek büyümektedir…

Dün bunu münkirler, kâfirler ve müşrikler gariban ve kimsesizlere yaparken; bugün bunu oyuna gelmiş olan Müslümanlar birbirlerine karşı yapmaktadırlar…

 

Kimi bölgelerde ırkçılık, kimi bölgelerde mezhepçilik, kimi bölgelerde cihatçılık adı altında dönen dolapların tamamı maalesef Müslümanların başında dönmekte ve döndürülmektedir…

 

Rableri, Peygamber’leri, Kitap’ları, Din’leri ve Kıble’leri bir olan Müslümanlar, kendileri bir ve beraber değiller. Böyle olmadığı gibi özellikle de yönetici düzeyinde bulunanların kahir ekseriyeti tezgâhı planlayanların yanında yer alıp destek verdikleri hepimizin malumudur…

 

-         Hz. Peygamber (a.s.) bugün gelse, birbiriyle barışık olmayan, birbirine silah çeken ve tekbirler getirerek katleden; bunu yaparken de düşmanla birlikte hareket eden adı Müslüman bu kuklalara, bu piyonlara ümmetim der miydi?

 

-         Sahabeye küfrederek, uydurulan bazı hadisler yüzünden neredeyse niye konuştu diye itham edip yani onu susturup kendisi konuşan ve büyük bir cesaretle Hz. Peygamberin bütün hadislerini,  sünnetlerini yok sayıp da, Kur’an bize yeter diyenlere mi, ümmetim diyecekti?

 

-         Okudukları cemaat liderlerinin mealini Allah Teâlâ’nın gönderdiği Kur’anın yerine ikame edip de meallerden ilmihaller çıkarıp, Hz. Muhammed (a.s.)’ı, O sadece postacıdır herkes gibi öldü, çürüdü ve toprağa karıştı, işi bitti diyenlere mi ümmetim diyecekti?

 

-         Ahretin ebedi ve daha hayırlı olduğunu bildikleri halde ısrarla dünyayı tercih edenlere mi, ümmetim diyecekti?

 

-         O gelecek olsa, aramızdan birileri çıkıp da yahu sen de bizim gibi sıradan bir insansın, Yüce Allah bize akıl, irade, vicdan ve duyu organlarını verdi; biz bunlarla doğruları bulur hayatımızı tanzim ederiz, Sen bırak bu palavraları diyecek çokbilmişler çıkıp da Yahudiler gibi O’nu öldürmeye yeltenenlerin olabileceği açıkça görülmektedir. Bunu inanmayanların demesi belki anlaşılabilir ama Müslüman’ım diyenlerden korkuyorum doğrusu!..

 

Bütün İslam coğrafyasında başlatılan; “Peygambersiz Din” ya da Kur’an Bize Yeter” projesi ülkemiz açısından da başta İlahiyat fakülteleri olmak üzere, İmam-Hatip Liselerinde ciddi bir şekilde -tabiri caizse- enjekte edilmektedir!..

 

Oysaki Yüce Kitabımız örnek, model ve rehber olarak bizlere Hz. Peygamber (a.s.)’ı göstermekte; O’na itaatin Allah’a itaat olduğunu ve O’na itaat edip tabi olmayanların Allah tarafından sevilmeyeceğini, O’ndan yüz çevirmenin küfür olduğunu ve kâfirleri de yine Allah’ın sevmeyeceğini ifade etmektedir.(Bak! Nisa Suresi, 80; Âl-i İmrân Suresi, 31, 32)

 

O’nu sevmenin, O’na inanmanın iman olduğunu unutup ya da unutturmaya çalışarak “Kelime-i Şehadet ve Kelime-i Tevhid’in de özünü bozarak yeniden bir din icat etme gayretlerine hemen her gün tanık olmaktayız…

 

İşte tam da bu noktada Nisa Suresinin 40. Ayeti dilimize dolanarak bütün vücudumuzu sarsmaktadır:

 

“Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba (yeniden) iman edin!..”

 

Ezcümle biz Müslümanlar olarak “Mevlid-i Nebi”yle yeniden şek-şüphesiz ve şaibesiz, Ebubekir’ce, Ömer’ce, Ali’ce, Osman’ca yeniden iman etmek için Peygamber Efendimiz (a.s.)’ın ‘Mübarek Doğum’larının himmetini ve vahdetini sağlamış ümmetini bekliyor ve diliyoruz Mevlâ’mızdan…

 

Mevlit Kandilimiz kutlu ve yarınlarımız umutlu olsun inşallah…

 

 

MFK

( Son Peygamberin Doğumunu Beklerken başlıklı yazı MFK tarafından 19.12.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.