“Her sırtını sıvazlayanı dost bilme… Belki bıçaklayacak yer arıyordur.”(Hz. Ali)

 

                Medeniyetin ve demokrasinin beşiği diye lanse edilerek önümüze konulan batı, bitme ve batma noktasına gelmiştir…

 

                Emperyalist işgallerle geri bırakılarak darmadağın hale getirilen Ortadoğu coğrafyasında neredeyse her bir ülkenin başına getirilen kuklaların kompleksi nedeniyle batı taklitçiliği hastalığı, orayı gözümüzde büyütmüştür…

 

                Görünürde bizde olmayan bir takım ayrıcalıkları abartıldığı için hata ve yanlışları bizleri çok da ilgilendirmemiştir…

 

                Örneğin disiplin çerçevesinde planlı yürüyen bazı mekanizmalarına eyvallah deriz de; dostluk, arkadaşlık, vicdan, sıla-ı rahim, karz-ı hasen, izzet-i ikram ve aile mefhumu konusunda çoktan sınıfta kalmıştır batı…

 

                Günümüzde batının; Avrupa ülkelerinin ve ABD’nin insanlıktan, merhamet ve vicdandan uzak fevri tavır,  karar ve uygulamaları onları tamamen gözümüzden düşürmüştür…

 

                Konjonktür gereği siyaseten ilişkilerimizin makul düzeyde tutulması ayrı bir konudur. Ancak bıçak kemiğe dayandığı zaman, biraz da onların anladığı dilden konuşmak adına restimizi çekmesini biliriz devlet ve millet olarak…

 

                Yüce Rabbimiz boşuna demiyor:

 

                “Ey İman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandır. Allah zulmeden kimseleri doğru yola eriştirmez.” (Mâide Suresi 51)

                “Sen onların dinlerine uymadıkça ne Yahudiler ne de Hıristiyanlar asla senden hoşnut olmazlar. De ki: “Allah'ın hidayeti asıl hidayetin tâ kendisidir. ” Sana gelen ilimden sonra eğer onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı olmaz.” (Bakara Suresi, 120)

 

                Çok öncelere, yani haçlı zihniyetinin pervasızca belirginleştiği günlere gitmeden; karikatür krizi, Ermeni tasarısı ve AB’ye bizleri alma serüveniyle son zamanlarda da açıkça bütün düşmanlarımıza gerek silah vererek, gerekse barındırıp sahiplenerek ortaya koyduğu tavır bu batasıca batının asıl çehresini çok daha iyi göstermiştir…

 

                Tanzimattan beri sürüp gelen batı hayranlığı, adeta tepeden tırnağa nüfuz ettiğinden dolayı bunca yıldır ceremesini çekiyoruz…  Lakin sağlam köklere sahip bu asil millet, üzerindeki külleri bertaraf edince yeniden şahlanıp eski görkemli günlerine yeniden kavuşacaktır inşallah…

 

                Sağlam inanç ve köklerimizden güç alarak, mevcut dinamiklerimizi de harekete geçirip dik durmak suretiyle bütün İslam coğrafyasını Allah’ın izniyle ümmet bilinciyle buluşturup yekvücut olacağız…

 

                İslam ve Müslüman söz konusu olunca asıl çehrelerini gizleyemeyen ikiyüzlü bu batı hiçbir zaman gerçek anlamda bizim dostumuz ve müttefikimiz olmamıştır aslında…

 

                Yetiştirdiği özel ajanlar ve oryantalistlerle içimizde, aramızda fitne, fesat ve terör estirmenin çabası içerisinde olmuşlardır. Bununla da yetinmeyip, piyonlarıyla kimi zaman dinimizin içini boşaltma, kimi zaman da bir takım bid’at ve hurafeleri yerleştirmeye çalışmışlardır…

 

                Ama batı şu iyi bilmelidir ki, Müslümanlar artık güdülecek bir sürü değildir…

 

                Gerekirse bir referandumla utanmadan 50 küsur yıldan beri bizi oyalayıp durdukları AB’den de bir çırpıda vazgeçebilir, İslam Ortak Pazarı’nı tesis edebiliriz… Zira batının muhtaç olduğu bir çok yer altı zenginliği bizim coğrafyamızda mevcuttur…  İşin aslı da Müslümanların birleşmesini engellemektir zaten… Ama bu birlik eninde-sonunda sağlanacaktır inşallah…

 

                Selam ve dua ile…

               

    MFK

( Batasıca Batı Hızlıca Batarken başlıklı yazı MFK tarafından 18.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.