Mevlid, âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in dünyaya gelişini ifade ederken milad da, Hz. İsa (a.s.)’ın doğumunu anlatmak için kullanılagelmiştir.

 

                Peygamber Efendimizin doğumu ilkin Osmanlı padişahı II. Selim döneminde (1566-1574) camiler aydınlatılıp minarelerde kandiller yakılarak kutlandığı için "kandil geceleri" denilen Regaib, Miraç, Berat ve Kadir gecesi çerçevesinde ‘Mevlid Kandili’ diye kutlanmaya başlanmıştır…

               

     1989 yılından beri de 20 Nisanı içerisine alan hafta “Kutlu Doğum” haftası olarak, Peygamber Efendimizin (a.s.) her yıl farklı bir yönü ve özelliği ön plana alınarak konuşulmakta ve anlaşılmaya çalışılmaktadır…

               

                Son zamanlarda –Diyanet üzerinde dursa da- bazı kesimler, bunun dinde yeri yoktur diyerek karşı çıkarak; var mıydı, yok muydu gibi çok lüzumsuz bir tartışmanın içerisine girmektedirler. Hatta Peygamber (a.s.)  Efendimizle ilgili etkinlik ve kutlamalara karşı çıktıkları kadar, miladi yılbaşı kutlama ve etkinliklerine karşı çıkmayıp belki kendileri de bir yerinden buna bulaşmaktadırlar…

 

                Gerçi birileri, ‘biz yeni bir yıla girdiğimiz için eğleniyoruz’ gibi bir gerekçe ileri sürebilir ama kabul etsek de, etmesek de işin arka planında asıl kutlamaların Hıristiyan olan ülkelerde her yıl 25 Aralık tarihinde İsa’nın doğumu olarak kutlanan Noel, Doğuş Bayramı, Kutsal Doğuş veya Milât Yortusu isimleriyle de bilinmektedir…

 

                Noel, Hıristiyanların çoğu tarafından 25 Aralık tarihinde kutlanır. 24 Aralık’ta Noel arifesiyle başlayan kutlamalar, bazı ülkelerde 26 Aralık akşamına kadar devam etmektedir. Doğu Ortodoks Kiliseleri (Ermeni Kilisesi), Jülyen takviminde 25 Aralık’a denk gelen 6 Ocak tarihini Noel olarak kutluyorlar. Hıristiyanların çoğunlukta olduğu ülkelerde Noel tatili yılbaşı tatiliyle birleştirilir. Ülkemizde ise 31 Aralık’ta yeni yıl kutlamaları yapılır ve 1 Ocak tarihi resmi olarak “Yeni Yıl Tatili” ilan edilmiştir.

 

                Çağlar şeridinde İsa (a.s.)’ın doğumu 0 (sıfır) olarak belirtilir ki, buna göre bir takvim oluşturulmuştur.  Bu ise 1 Ocak tarihiyle başlatılır. Yani Hz. İsa (a.s.) ile direkt bağlantılıdır… Tamam, olsun buna bir itirazımız olmaz. Çünkü İsa (a.s.) da bizim peygamberlerimizden biridir. Velakin madem öyledir, o zaman çılgınca alkol alıp içki tüketerek, işret âlemi yaparak, piyangolar çekerek yapılan eğlencenin manası nedir?..

 

                2016’dan 2017’ye geçerken üç hafta arayla önce Mevlid kandili, akabinde miladi yılbaşı ihtifallerine baktığımızda korkunç çelişkilere tanık oluyoruz…

 

                Yok demek, görmezlikten gelmek sonucu değiştirmediği gibi, işi daha da çığırından çıkarmaktadır. Bu da şunu göstermektedir ki, Müslümanların alternatif üretip boşlukları doldurması gerekir düşüncesiyle ülkemiz bağlamında yıllardan beridir ki, “Mekke’nin Fethi” programlarıyla bu ihtiyaca kısmen cevap verilmeye çalışılmıştır…

 

                Elbette ki,  şunu da diyenler olabilecektir: İlla da bir şeyler kutlamanız mı gerekiyor kardeşim? Oturun oturduğunuz yerde!..

 

                Velev ki, onlar haklı olsa bile, medya, sosyal paylaşım ağları çarşı-pazar dört bir yandan sökün ederek adeta her birimizin üzerine gelmektedir. Noel baba figürleri, ışıklandırılmış çam ağaçları, milli piyango bilet satış ve reklamları ister istemez rahatsız etmektedir...

 

                Akıntıya kapılmasak da; yapmamak, karşı çıkmak, yok saymak ve alternatif üretmemek bir nevi teslim olmak anlamına da gelmez mi acaba?..

 

                Müslümanlar olarak kendi değerlerimize sahip çıkıp inancımıza uygun gelenek ve örfümüzü ıskaladığımız zaman, zürriyetimizin batıl yollara sapıp batılılaşmasının önünü de alamayız…

 

                Öyleyse:

 

·         İslami değerlerimize sahip çıkalım.

·         Yılbaşına mahsus hediyeleşmeyi bırakalım.

·         Masum çocuklarımıza besmele çektirerek milli piyango bileti alarak; kumara,  yani çalışmadan kazanmaya alıştırmayalım.

·         Hindi alıp yemeyelim.

·         Çocuğumuz istedi diye plastik de olsa çam alıp süslemeyelim.

·         Oyuncak da olsa Noel Baba figürü almayalım ve evimizde bulundurmayalım.

·         Yılbaşına özel çerez, vur patlasın, çal oynasın havası için hazırlık yapmayalım.

·         Yeni yıla arkadaşlarıyla birlikte Taksim’de girsin diye çocuklarımızı göndermeyelim, gitmelerine müsamaha etmeyelim.

·         Yılbaşı gecesi başka işimiz, derdimiz yokmuş gibi kanal kanal dolaşıp sabahlamayalım.

 

Bir zamanlar daha farklı durumlar da yaşanıyordu; vatandaşlar rahat içip sarhoş olabilsinler diye güvenlik mensupları sabaha kadar alarmdaydı. Evlere sarhoş taşıyorlar, kavgaları önlüyorlar, kazalara rapor tutuyorlardı.

 

        Ayrıca devlet eliyle, başına da “millî” ifadesini koyarak kumar oynatılmasını da anlamak mümkün değildir.

 

İşte bu ve benzeri hususlar bizim hassas olmamız gereken konulardır ki, yapmak isteyene ve kendisini onlara yakın görenlere de fiili müdahalede bulunacak değiliz… Zira herkes yaptıklarından sorumludur. Bize düşen uyarmaktır.

 

Bunca acılar yaşadığımız ülkemizde ben eğleneceğim diye(bile)n varsa, varsın çatlayıncaya kadar eğlensin. Biz onu ancak Allah’a havale ederiz…

 

Rabbimizden kazasız, belasız huzurlu günler ve yıllar diliyoruz…

 

MFK

( Mevlid Ve Milad Ekseninde Yeni Yıla Bakış başlıklı yazı MFK tarafından 27.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu