Dün Pazar günüydü. Hava biraz ılıkça ve yağış yoktu. Biraz hasta olmama rağmen, üşütmüşüm, kitap fuarına gitme isteği ailemden gelince, bir cesaret gitmeye karar verdim. Yol, trafik canavarları ile doluydu. Hem ağır ilerliyor hem de bencilce kullananlarda dolayı stres yapıyordu. Yaklaşık yarım sonra saat sağ ve selamet içinde fuar alanına vardık. Tahmin ettiğim gibi araba parkında aşırı bir yüklenme vardı. Nihayet ona da çözüm bulduk. İkindi namazını Başyazıcı camisinde kıldık. Bu cami, yeşil kubbesi ile Medine ki Peygamber(sav) evinin bulunduğu haramın yeşil kubbesi esas alınarak yapılmış. Namazdan sonra güzel sesli bir imamın uzun bir Kur’an okuyuşu dinlemeye değerdi. Ayrıca geçmişte camide zemzem suyu da bulunduğuna rastladım.
Kitap fuar alanı oldukça
kalabalıktı. İçeri girmek için bilet aldık. Fuar alanı, genellikle çocuk
kitapları ve zekâ oyunları ile eski kitapların sergilendiği büyükçe bir alanı
kaplamaktaydı. Hatta eski kâğıt ve bozuk para satan bir yer bile vardı. Pazar günü
olduğu için birçok yazar ve şair, kendi kitaplarını satarken aynı zamanda imzalıyorlardı.
İmza kuyrukları şaşırtıcı şekilde uzundu. Kitap fiyatları çok ucuz değildi. Zekâ
oyunları almak için cazip değildi. TÜBİTAK kurumunun oldukça etkileyici zekâ
oyun çeşitleri sergilenmişti. Ayrıca Kırgızistanlı sanatçıya ait bir resim
sergisini son anda gördüm. Yağlı boya resimlerini ücretleri bizim gibi memur
seviyesindeki kişilerin almasının mümkün olmadığı seviyedeydi. Fuarda, belki aranılan
türlerin bir arada olması en cazip yönüydü.
Eşim, öğretmen olduğu için, karne
hediyesi masal kitaplar almak için oldukça uzun bir araştırma yaptı. Hem fiyat
yönünden hem de konu yönünden çocuklara en iyi tercihi yapmak oldukça zordu. Bu
konuda çok çeşit ve fiyat seçenekleri bulunuyordu. Nerdeyse, zamanımızın büyük
bölümünü bu kitapları almak için kullandık. Fuardan ayrılırken, ailecek
mutluyduk. Ne istemişsek almıştık.
Fuar alanı içinde, yorulanlar
için ya da birbiriyle konuşmak ve sohbet etmek isteyenler için bir alan yoktu. Dışarıda
küçük bir alan vardı ama sonuçta hava soğuk ve burada paylaşmak çok zordu bana
göre. Bu gibi yerler daha çok birbirini görmeyen kişilerin karşılaştıkları ve
edebi paylaşımların zevk verdiği yerdir. Bana göre, şehir hayatı ve yaşam
mücadelesi içinde kişilerin ve dostların paylaşım alanı olmalıdır da.
Bir Pazar günü evden dışarı
çıkıp, farklı bir ortam gördüğüm için mutlu oldum. Büyük şehirlerin sıkışmış
perişan yaşantısına bir nebze nefes aldırıyor bu tür fuarlar. Evden çıkmak
lazım değil mi sonuçta. Her hafta sonu ne yapalım diye kara kara düşündüğüm
oluyor da… Haberi medyadan izlemek yerine, haberin içinde olup yaşamak da
lazım.
Saffet Kuramaz