HÜZZAM
Kalbimin odalarına açılan bir koridorda yapa yalnız yürüyorum, seni arıyorum
bütün kapı eşiklerinde.
Kilitlerine kilit, duvarlarına duvar
ördüğüm köhne bir mahzen de buldum seni.
Mazinin tozlu yapraklarında kalmış
ismin
Ve şarap bardaklarında dudak izin.
Yıllar var ki hâlâ ilk gün ki
tazeliğinde hepsi
Seni
anıyorum-arıyorum-soruyorum-çağırıyorum,
Feryat figan için de ağlagıl
zârdayım.
Gel n’olursun gel.
Viran olmuş gönül kabristanlığımdan kalkta da gel
Bak bir lahitin bile yok.
Canlan da gel,kanlan da gel,ete
kemiğe bürün de gel.
N’olursun gel.
Unutma!
Hatıraları hatırla…
Özlem meşalem ile sana doğru
geliyorum.
Hasret kurşunlarımı saydırıyorum bir
bir, sana kötü söz diyenlere.
Hasretin şarabı çarptı beni.
Gel de ayılt ruhumu, bedenimi.
Ayrılık bize göre değil.
Kalk da gel yattığın yerden.
Koşar adımlarla gel bana.
Bir tarafım eksik sen yokken.
Yıkıldı gönül sarayım.
Gönül limanıma uğramaz oldu
Sevda gemileri.
Ayrılığın ar geldi yüreğime
Gönül sayfam harap oldu ey sevgili !
Aşk ile ektiğimiz gül bahçelerimiz kan kırmızısı.
Ben bana savaş açtı mağlup oldu.
Güneş mağripden doğar oldu.
Seni aramaktan gözlerim yoruldu,
kalbim durdu.
Nefesim zehr oldu.
Kalemimden dökülen her h/ece
Bitmeyen çilemin şahidi
Sevdamın gözyaşları oldu.
Masmada iki kadeh
Kadehlerimizde kırmız şarap
Bir sana
Bir bana kadeh kaldırıyor
Meyhaneciye taş plaklardan eserler
çaldırıyorum
Çalan her bir hüzzam şarkının
Notlarında buldum seni.
Hoş geldin hüzzamım, hoş geldin
hicazım…
Hasan GARİP