1
En kutsalı ayırdım bir
köşeye
Ve serpilen bedenini
sefaletin,
Hanidir cenin
masumluğunda kalıbından taşan
Düş artığı imgeleri…
Çaldım çırptım sağdan,
soldan
Devindi name yüklü
bedenler
Ve sola yığdım aşk’ı,
Batılı inanmaz gözlerle
seyrettiğin en aykırı
Ve ölgün rahmeti kopup
gelen dünden,
Asılı kaldığım bir
rivayete göre;
Ölümlü bir imgeydim düş
pazarında.
Patavatsız notalar
isyan yüklü
Bir tezahüratı vazife
bildi ve yakaladı
Yeniden sol yanımdan.
Soldum peşi sıra solak
hitabeti
En sırdaş sağdıcı iken
aşkın o nüansından
Sızan ve bilip bilmeden
gömdüğüm
Ölü düşleri
Gece ertesi.
Atlas yorganımı
kaybettim ölüm öncesi
Ve savurdum o boş
nidaları
Alabildiğine pervasız,
Çıtkırıldım bir imgeye
rast geldim gün ortası:
Solungaçları olmayan
bir balığın hezeyanı
Kadar kara idi hayat,
Muktedir olan sadece
yüce Yaratıcı
Ve çatık kaşlı isyanı,
müritleri şeytanın
O bozkırlarda sere
serpe uzanmışken
Kollarına yığdırdığım
ne çok hatıratı,
Yaşını bilmediğim en
heybetli çınarı
Baba bildim.
Nifak sokan hayatla
arama
O büyülü serpintisi
gözyaşımın
Ve en yaslı haykırışım
Başım sıkışmışken,
Yoldan çıkmışlığın
kayıp rotası kadar
Buyurgan olsa da kader
İstifledim usulca en
sessiz gölgeyi,
Kaybettiğim neşemi
çalmışken hele ki;
İndinde esen rüzgârı
hak bellemişken.
Yeryüzünün en bakir
nidası:
Her birinde esrikli
aklımın imleri,
Gönülsüz sevi dilimin
adı olmayan
Çalıntı sevinçlerinden
arda kalan,
Biteviye kanıksamışken
Dinmek bilmeyen
rahmeti.