Ölüm, kırgın bir göğün esaretinde;

O yalın ve yalıtılmış ömürden arda kalan

Ki en münafık tezahürü bilfiil yoksunluğun,

Namüsait bir günceye tekabül eden.

 

Damarımda acı ve hüzün belli ki kırçıl bir huzur,

An’ı yokluğa devreden:

Tınısı tanımsız,

Tahakkümü sonsuz

Ve güdümü sadece sessiz bir mağlubiyet kadar

Sona saniyeler kala.

 

Elimde bir avuç kül,

Yürek, indinde belirsizliğin hem de

En acısı yüksündüğüm tüm gönülsüzlüğümle.

Maruzatım adsız bir korkunun suretsiz yansıması

Hem de en derinde nasıl da ucube

Bir kördüğüm, miğferi kırık bir şövalye,

Onun da ellerinde kopuk bir ip,

Sorgulayan hayatı,

Kayıp sarnıcı belli ki

Yürekte asılı kaygıların

Gün yüzüne çıktığı.

 

Çatık kaşları ile elem,

Yüzsüz dirayeti ile derinden fışkıran,

Sondan sayarken birer ikişer,

Başı olmayan nice hikâyeden arda kalan

O demli sessizlik yüreği burkan.

 

Söze ne hacet,

Gönlün yâd ettiği bir surede sığındığım/ız

Korkudan ibaret olsa da yüreğin haiz olduğu,

Tümden parçaya dağılan saklı sükûnet.

Bir yara, bir sancı nasıl da özlem yüklü o sessizlik

Sadece huzura uzanan, peyda olan tek dilek,

Kovuşturulan acıların esaretinde,

Alabildiğine tek yürek.

 

( Tek Yürek... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 3/19/2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.