Dimaðýmda saklýsýn mazi ve yitip gitmelerin

En sancýlý bekleyiþinde,

Görmezden geldiðin bir cümleyim belli ki nazarýnda.

Yeter ki nazar etme, geçmiþin týnýsýnda

Ve muhalif, yorgun atlas yorgunluðumun

O aykýrý mizacýnda.

Sürüncemede kalan en sefil ve devrik tümceyim:

Kayýp imlerin, gizli ve gizemli öznelerin

Kýrýk niyazýnda, dillendirmekten imtina edemezken

Ve hicap yüklü bekleyiþlerde,

Duraksadýðým her köþe baþýna yerleþtirdiðim

Bir ünlem kadar þaþkýn ve hayli süzgün;

Günlük telaþlarýmýn karmaþasýnda,

Saðalttýðým ömrün güncesine

Yine de sondan baþa aldýðým her hükmü,

Karanlýk yüklü gönüllerin

Tercüme ettiði yalnýzlýk kadar uzaðýnda kalamadýðým.

Bir güne tekabül eden kaç saat ise

Ve yitip giden her sefil dünde,

Gömülü bir mizacýn en aykýrý sýrdaþý,

Hatta sýradanlýðýn oynaþý

O garip ve melun yüzlerde yüzen

Bin bir düþüngeç.

Tanýmlayamadýðým bir hezeyan,

Sonlandýramadýðým bir roman

Ve ucu olmayan bir nizam;

Yine de en derinde saklý tutulu bir ihtiras kadar yoran,

Külfeti omuzda,

Sancýsý günün rehin aldýðý bir tortu kadar

Çöreklenmiþ iken en dibe.

Sarkýtý anlamsýzlýk þu devrik ömrün,

Gönderisinde kayýp bir sarkaç

Zamanýn sýrnaþýn gölgesinde

Beyhude bir var oluþ;

Damýttýðým en ölgün hayalin tezahürü kadar

Yalýtýldýðým üç beþ tahakküm.