1
Bu bir dosta, cana, canana velhasıl
güzel olan her türlü sözcüğü taşıyan Küçüğüm'e ithafen yazılmış olan özel mi
özel bir anneler günü hediyesidir. Yüreğimden geleni veriyorum sana, kelimelerim
yetmezse hoş gör. Bazı anlar vardır hayatta karşı karşıya geleceğimiz; donup
kalan, iz bırakan, yer eden, dert olan ve an olan! İşte tam da şu an belki de
senin yazıyı okuduğun bu an benim için zamanın durduğu ve bir ömür boyu iz
bırakacağı an olacaktır. Bu kadar önemsiyorum seni ve acına saygı gösteriyorum.
Kifayetsiz sözlerim, bundan sonra noktayı koyduğum yerdeyim. Sadece
anlamanı bekliyorum beni, bilmeni,
unutmamanı istiyorum. Evvelden ve ezelden sana aitmişim gibi yaşıyorum.
Dünyanın en güzel annesi sen olacaksın.
Çünkü elinde papatyalarla anne ve babanın mezarları başında dua ediyorsun. Her
anne ve baba mutlaka senin gibi bir evladı olsun ister. Sen onlar yokken dahi
onları mahcup etmiyor, onlara hak ettikleri saygıyı yokluklarında dahi
gösteriyorsun.
Alkışım sana, tebriğim... İki gözüm
bu satırlarım sana, mürekkebini yürek hokkamdan doldurdum. Mürekkebine akan
gözyaşımdan yaş kattım ki bu hüzünden ben de nemalanayım. Kaç gün evvelden hazırlamış
papatyalarını. Anneler gününü bekliyor. Emin ol, annen seni bekliyor, açmış
kollarını yolunu gözlüyor. Papatyaların kokusunu alıyor, seni özlüyor.
Ah
be Küçüğüm, ne kadar incesin, vefakârsın, cefakârsın. Her şeyin üstünde ne
kadar da duygusalsın. Annenin ak sütü helaldir sana.
Her şeyin rabbimden geldiğini ve
yine her şeyin ona döneceğini bilenlerdensin. Er ya da geç mutlaka her şey ona
dönecektir. Ve bir gün bir şekilde yine
sevdiklerinle beraber olacaksın. Samimiyetin
ve içinde taşıdığın iman bunu sana elbet verecektir.
Bugün anneler günü. Onsuz geçen her
dakikanın ruhunda bırakmış olduğu boşluğu ve yüreğine açmış olduğu yarayı
biliyorum. Ama bugün annen sana gülümsüyor, iyi olduğunu görüyor, güzelliğinin
onun yansıması olduğuna şahit oluyor. İnan ki senin iyi olduğunu görüyor. Gözyaşların
elbet akacak. Yüreğin mutlaka dolacak, özlem tabi ki olacak. Dünyada bundan
daha büyük bir imtihan yoktur bir insana. Sabredilmek için büyük mü büyük bir
yürek gerek, kocaman bir ruh lazım. Sen bunlara haiz olan ve bunu yaşamına
uygulayan çok ama çok özel bir insansın. Tek değilsin asla, yalnız hiç değil,
kimsesiz de değilsin. Senin en yakının rabbimdir ve onun melekleridir yoldaşın.
Canın yandığında ve kendini çok yalnız
hissettiğinde dua et. Dualar karşılığını bulacaktır elbet.
Bir kadın tanıdım. Papatyalarını
hazırlamış. Annesine koşacak ve onu çok sevdiğini ve özlediğini söyleyecek.
Kalkıp mezarından öpecek yavrusunu o anne! Ruhu ruhuna değecek, canı canını
ısıtacak. Papatyalara gözü gibi bakıyor, onlar çok özel çiçekler ve bu pazar
günü dünyanın en tatlı ve en harika annesine sunulacaklar. O anne ne mutludur
ki böylesine güzel ve özel bir evlat bırakmış ardından. O anne ne güzel bir
annedir ki emaneti de onun kadar güzeldir bu dünyada. Gözlerinin tam içine
oturmuş olan hüzün ve yüreğinin ebedi sahibi olan anne sevgisi asla ve asla
eksik olmayacak onda.
Hüzün bakışlı, yalnız nakışlı,
sözünü esirgemeyen sevdasını gizlemeyen, özünü bozmayan, deniz gözlü ve kentli
Papatya! Şimdi anlıyorum neden papatyaları çok sevdiğini.
Neden
papatyasız olmadığını. Ben de papatyaları çok seviyorum. Her papatya sana
anneni hatırlatıyor ve her papatya bana seni hatırlatıyor. Papatyalaşalım
seninle. Mevsimlerden papatyadayız, aylardan, günlerden ve anlardan... Bir
adımız da papatya olsun seninle.
Can Yücel 'e sormuşlar "Neden
babana şiir yazdın da annene yazmadın?" diye. O da şöyle demiş "Anneme
şiir yazacak kadar şair değilim." diye. İşte Küçüğüm, bende sana
şiir yazacak kadar şair değilim.
Sadece içimden geldiği gibi yazdım ve istedim ki bu yazdıklarımda senin gibi sıcak ve samimi olsun. Sen annene hediye ederken papatyalarını, ben de sana hediye ediyorum hissettiklerimi. Sen nasıl unutmazsan anneni ben de unutmam öylece seni. Sen de anne yüreği, anne sevdası, anne ve papatya aşkı varken böylesine derin ve içten, bırak bende de sen aşkı olsun aynen.