Tayyareler uçuşuyor kirpiklerimde;

Mahrem düşler görüyorum

Günün en civcivli vakti…

Adı olmayan kadınlar

Çaldırıyor düşlerini.

İklimsiz bir coğrafyanın şeceresini tutuyorum;

Üstüme başıma bulaşmış

Aşk’ın yelloz nefesi.

 

Bir adam peyda oluyor;

Ne aklımda gecenin isi

Ne de umurumda az sonra

Çalacak kurulu alarmın yirmi beşinci saati.

 

Günleri sayıyorum tek tek,

Fazla mı ne?

Çıkarıyorum takvimden pazartesiyi.

Sıkkın pervasızlığı gölgelerin,

Soluk teni metruk sessizliğin.


Ayları da ayırıyorum bir köşeye

Cibilliyetsiz takvimin son yaprağını koparıyorum,

Hani olur da kayıp düşerim,

Varmadan on üçüncü aya.

Bitap düşerim, hem belli mi olur,

Sönmezden evvel gözümün feri.

 

Çığırtkan mevsimleri kınarken,

Kanarken yaz yağmuruna,

Solmaya meyilli gönlün kayıp güncesi.

Devrilen yeknesak bir tümce;

Devrik koşullanmış o gizli özne,

Sevemedim gitti emir kiplerini.

 

Son, diyorum;

Bu son!

Yine de doyamıyorum aşk’a,

Kim bilir;

Daha kaç kere öleceğim?

 

( Yirmi Beşinci Saat başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 3.06.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu