1
Gevrek acıların iç
burkan öyküsü
Yine demlendiğim
gecenin kırık rotası:
Kâh bir imgede
takılmışlığım
Kâh kundakladığım bir
cümleye sızarken ikrarım.
Sükût bellediğim onca
maruzatı
Mademki en derinde
sakladım
Demek olmasa da
maharet,
Kırgın bir kumrunun kırık
kanadı kadar cafcaflı hayatın pervazı.
Ne hengâme şu devran,
Çatık kaşlı kelamda
saklı en büyük rezalet,
Gönülsüz urgan
yansıtılmışlığın aykırı notası
Tiz sesinden duymaya
alıştığım kaderin
Göz yumamadığım
muamması.
Akla zarar
yanılmışlığım,
Derken arpa boyu
yollarda kala kalmışlığım:
Hâşâ, ne isyan ne de
teveccüh yüreğe,
Altı üstü kırık bir
lehçe işte
Yüreğin koşturduğu.
Irgalamaz beni,
demelerine bakmadan;
Sağı solu kovuşturmadan
şu nemli gözlerde
Büyüyen o aşkın
coğrafyasında
Bil ki; ne satılmış cümlelerim
var
Ne de yorgun bir tayfa
hayli demli ve densiz bir cümleye
Sığdıramazken külfet
bildiği şu haczi yüreğin,
Devrandan sanma ki
ümidi kestim.
Patavatsız ve nazlı bir
kelam olmamalıyım oysa
Hem de boyunduruğunda
iblisin asla.
Yeter ki tüy dikmesinler
öksüz düşlerime:
Ne saklı ne ifşa
ettiğim,
Tek ben bilirim bir de
İlahi Adalet,
Sonrasızlığımın
cürümünde bir yangınım madem,
Sönmeye bil ki hiç
yoktur niyetim.
Ruhumun paslı tellerine
takılı bir serzeniş,
Nifak sokansa hayatla
arama kim bilir hangi esareti mabedimin,
Güne sığmaz yarına ise hiç;
Dünden kalma bir
dermansa asla değilim:
Kovuşturduğum büyülü
sarkacın kayıp mirasında kala kalmışlığım,
Nedenleri niçinleri
çoktan ayıkladım:
Minvaline sığındığım
hangi mim ise,
Yüreğin kepengini asla
indirmediğim hangi badire ise
Asılı kaldığım
kancasında kâbus bellediğim sırdaş gecenin:
Akla zararım, yüreğe
söz geçer mi;
Boğulma ötesi sükutu
deler mi
Suret bellediğim o
kıyamda
Nadide bir telaşla
satır arasına gizlendiğim.
Omurgamın düşüşlerinde
saklı bir kerevet:
Sağ ayağımın ökçesinde
gizil bir rehavet,
Paytaklığı cümlelerin
bir tefrikada saklı nizam,
Densizliğin kuytusunda
soytarı bir hüsran.
Kırık payeler verdikçe
evren,
Kırıldıkça fevri
yüreklerden esen sitem
Ve taştıkça boş boğaz
imgeler,
Hoyrat bir sevda
başlar:
Gecenin kim bilir
kaçıncı vakti?
Deryalardan kopan bir
kütle işin aslı,
Derinde en aykırı
mizacı belirsizliğin tasası,
Bir hüküm belki de bir
cürüm;
Yerli yersiz ettiği
telkin sitem bildiğim
Yorgun telaşım.
Adı olmayanlara mensup
bir günce:
Sağ kaşımın altında da
mı var gözün dercesine,
İndinde rahmetin
Asla boykot etmediğim
hangi aklı evvel cümle ise
Savsakladığım kaderin
densiz seyrinde
Hopladıkça en tepeye
Saklı tuttuğum bir
mecrada
Boyun eğmekse asli
görevim:
Başım gözüm üstüne yüce
Rabbim.
Derdin temasında mı
saklı çözüm
Yoksa ikili münasebeti
yürek ve nefsin?
Ah, demekten yorgun
düşerim bazı bazı,
Takriben bir ömür
üstüme çekmedim huzuru.
En atlas rütbe,
En gizemli lehçe şu
faninin gün görmemiş bahtı.