1 Amerikan Filmlerinin Zaafları



Amerikan filmlerinde süper güçlü kahramanları üretirken, onların zayıf noktalarının olmasını da görselleyen senaryolar bana çok ilginç geliyor. Hani bu süper güçtür ama zayıf noktaları vardır demeye getiriyorlar. Yani Amerika süper gücü temsil eder ama bu vasfı onu yenilmezmiş gibi gösteremez demeye getiriyorlar. Hani bu filmler Amerika politikasında algı oluşturma da temel öğelerinden birisi kabul edersek ki, bu filmler onun gücünü kabul etmesi muhtemel her ülke vatandaşına gösterilmesi kabulu ile, bu zayıflığın gösterilmesinde duygusallığı ön plana çıkararak, daha fazla etkileyeceklerini düşünüyor olsa gerek ki, bunda herhangi bir beis görmüyorlar demektir.


Öyle filmler gösteriliyor ki, hepsinin bir amaca yönelik olması ve o seyrettiği topluma yön vermesi hedefleniyor. Yıllarca at üstünde sigara içip, sigara külüne ateş eden ve kalp sembolü çıkaran sahnelerde, farklılık kazandıracağı temaşası ile gençlere sigara içmeyi teşvik ettiler. Liseye giden okullarda, karşı cinse duyulan rekabeti ön plana çıkararak, nasıl zina yapılır ve bunun ne kadar normal olduğunu seyrettirdiler ve bunu yaşamaya teşvik ettiler. Hani o toplum zina etmemekte direniyorsa, ithal nataşaları pazarladılar. Hem paralarını aldılar hemde dinlerini ve inançlarını yok ettiler.  Siyaseti konu yaparak, ne tür oyunların oynandığı ve o ülkede yetişen kişilerin, siyaset makamına saygı duymaması gerektiğini bilinç altına yerleştirerek, süper gücün varlığını ve her zaman desteğini malum darbelerle arar oldular. Kısacası bu algılar o kadar açık ki, buna rağmen zayıflıklarını da göstermeleri ne anlama geliyor. Bu kadar kendilerine güvenmeleri neden? İşte biz zayıfız ama o zayıflık içinde dahi, güçlenir ve sizi yok mu ederiz demeye getiriyorlar. O güçlerinin yıkıma uğrattığı ve ölümle sonuçlanan yaklaşımlarını nasıl masumane hale getiriyorlar, hani biz zayıfız bu yüzden hata da yaparız ve bu size yardım ederken bu vahim sonuçlarla bizi yargılamayın denen masumane bir acındırma mı acaba? Ağlayana destek olur gibi görünüp o ağlama nedeninden fazla kişiyi yıkama götüren sebepleri mi çoğaltıyorlar.  Hollywood diye bir yeri inşa edip, buradan yazılan senaryolarla dünyaya hükmeden bir güçten bahsediyorum aslında. Filmi yazıyorlar ve sonra o filmi gerçeğe dönüştürüyorlar. 


Şimdi Amerika’da seçim zamanı, kim kazanacak sorusuna cevap aranıyor. Hani kim kazansa o Amerika yine yıkım yapmayacak mı? İnsanların yerlerinden ve yurtlarından etmeyecekmiş gibi falan seçilirse daha iyi olur iyimserliği içine düşüyoruz. Hani Trump İslam düşmanı da Clinton İmam Hatip mezunu mu diyesim geliyor. Bu internetteki geyiklerden bir tanesi elbette. Zalimden alim olur mu? Hani, gerçek vazifemizi unuttuk da bu konu hakkında senaryo yazıyoruz, hani senaryo yazmak bu güç karşısında ne haddimizeyse…Neymiş gerçek vazife, gerçek gücün Allah’ın elinde olduğunu kabul etmek ve sadece Allah’a teslim olmaktır. Biz insanız ve zayıfız kabulu içinde, Allah’a kul olacak vazifelerden; yalancı süper güçleri görerek, gerçek vazifeden vaz geçmemektir. Tevbe süresinde, Tebük seferine gitmeyen sahabeye Allah’ın seslendiği gibi, hani o gitmeyenler Tebük’de çok güçlü Roma ordusu var ve savaşırsak ölürüz. Biz ölmek istemiyoruz ve savaşa da katılmıyoruz diyene Allah sesleniyor, “Canı ben almıyor muyum, siz eğer ölecekseniz her yerde canınızı ben alırım, başkası değil” diyor. Hangi ötekileşmeye doğru gidiyoruz bunu iyice tahmin edip düşünmeliyiz. Ekran başında o seçimin sonucunu dört gözle bekleyeceğimize, Rabbimize o zaman zarfında dua ve niyazda olsak daha iyi olmaz mı? 


Neye önem veriyorsak, onu kaybetmekten korkarız. Korkunun temeli, alışkanlıklarımızı, sevdiklerimizi, varlıklarımızı kaybetmektir. Eğer biz Allah’ın bizi terk edeceği korkusuyla yaşarsak, Müslüman dirilir ve bugünkü coğrafya da ezilen taraf değil, yücelen taraf oluruz. Bizim için ne hayırdır ne şerdir, iyice düşünelim. Sonu ölüm olan yolculukta, o yol için ihtiyacımız neyse onu hazırlayıp zamanı geldiğinde sonsuz yolculuğa çıkalım. O yolculukta perişan olmayalım.


Rabbim, bizim seçimimize sabrediyor. Ya Rabbi her şeyin hayırlısını bize nasip et, biz değişmek isteyelim sen de bizi ona göre ihtiyaçlarımızla yeniden yarat ve senin razı olduğun hayat ver. Amin!  


Saffet Kuramaz

( Amerikan Filmlerinin Zaafları başlıklı yazı safdeha tarafından 9.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.