Sende anadan doğdun o halini bilmezsin
Ne hallerle büyüdün ahvalini bilmezsin

Nedir bu dertli halin ümîd-i hüsrandasın
Şimdi şükret deseler mealini bilmezsin

Takatin yok sevmeye sevip yüzün gülmeye
Yandığın o ateşin muhalini bilmezsin

Ne Mecnun ne Ferhatsın Ne Leyla ne Şirinsin
Çöl aşıp dağ delenin ruh halini bilmezsin

Göğü yere indirsen saysan tüm yıldızları
Çoban yıldızı desem zuhalini bilmezsin

Misk-ü amber diyerek gülü koklarsın amma
Kokusunu bilsen de nihalini bilmezsin

Sevda kuş kanadında uçsan tutarsın belki
Yağmurla yaş olursun vahalini bilmezsin

Yüce dağlar ardında masal sanırsın aşkı
Kaf dağı der durursun mahalini bilmezsin

Allah'ın yarattığı canından usanmışsın
Canıma kıysam dersin vebalini bilmezsin

Vahal :  Bataklık, batak çamurlu yer.
Muahal: Olamaz, olmaz, olmayacak, olması, gerçekleşmesi olanaksız
Nihal : Fidan, taze sürgün.


Mehmet Fikret ÜNALAN
21 Kasım 2016 Saat 20.30
Batıkent/Ankara
( Aşkın O Hali başlıklı yazı MehmetFikret tarafından 22.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.