Hikaye / Yaşamdan Hikayeler

Eklenme Tarihi : 22.11.2016
Okunma Sayısı : 1539
Yorum Sayısı : 4


Okul Şimdiki Anadolu Üniversitesi
O zamanlar Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi
Yer: Yunus Emre Kampüsü


Profesör, dersten çıkarken sınıfa doğru şöyle bir baktı ve

-Çocuklar yarın dersinize asistanım girecek, lüften sizdenrica ediyorum her hangi bir olaya meydan
 vermeyin. Çünkü hocanızın ilk dersi bu, sukut-u hayale uğramasın. Zaten oldukça heyecanlı

-Her iki karşıt gruptan hiç ses çıkmadı.

-Hoca bir daha sınıfa baktı ve kafasını sallayarak çıktı.

"Bin dokuz yüz seksen öncesi çıkan öğrenci olaylarında, şu haklıydı bu haklıydı demeyeceğim. 
Elbette o dönemin öğrencisi olarak ben de olayların içindeydim. Seksen ihtilalinde nasibimi de aldım.

Öncelikle söylemek istediğim şu; o gün yaşananlardan ister sağ görüşlü, ister sol görüşlü olsun bildiğim 
kadarı ile herkes öz eleştirisini yaptığında her iki tarafında büyük hataları olduğunu görecektir."

Profesör : Hem sağcı, hem solcu öğrenciler tarafından sevilmezdi. Zor bir dersin hocasıydı.

Kendini bizlere şöyle tanıtmıştı.

-Zengin bir babanın çocuğuyum, yokluk yoksulluk görmedim. Fakire, yoksula acımam, çalışan kazanır. İsterseniz hocam on gündür zeytin ekmekle besleniyorum deyin umurumda bile olmaz.

-Hayda bu ne demek şimdi, nasıl bir insansın sen hoca?

1960'lı yıllardan itibaren öğrenciler artık sadece öğrenci sorunlarıyla değil aynı zamanda ülke sorunları 
için de kafa yormaya başlamışlar. Daha sonra bunu önce sol görüşlü öğrenciler, ardından sağ görüşlü 
öğrenciler eyleme dönüştürmüştü.

Yavaş yavaş patlak veren bu olaylar neticesinde sol gençlik CHP’ den kopmaya başlamış. Aynı dönemde Türkiye İşçi Partisi zamanının sol gençliğinin gözdesi haline gelmişti.

Bu arada milliyetçi kesim de boş durmuyordu. Kızıl yobaz olarak nitelendirdikleri komünistlere karşı faaliyetteydiler.

1977 yılında rahmetli Bülent ECEVİT'İN Güneş Motel Olayı olarak bilinen görüşmelerden sonra Adalet Partisi'nden bakanlık karşılığı ayrılan Milletvekilleri ile kurduğu Hükümet'in  iş başına gelmesi nedeni ile okulumuzda her hangi bir öğrenci grubunun mutlak hakimiyeti yoktu.

"Anfinin birinde büyük bir kavga çıkar. Kavgadan sonraki ders Prof.Musa hoca sorar. 
Neden kavga ediyorsunuz diye.Kavganın ateşi sönmeyen birisi kalkar... Hocam siz karışmayın biz birbirimizi yiyelim. Güçlü olan kazansın der... 

Hocadan cevap " Siz yamyam mısınız yavvv? Sana ve vita' yediğiniz için,kafalarınız çalışmıyor, benim oğlan bu yüzden sizden çok zeki..."  1977-1980 yıllarında hoca "siz buraya ilim yapmaya değil film yapmaya geliyorsunuz" derdi " Akademi Facebook sayfasından..."

Bu olayı aynıyla hatırlıyorum, o sözü söyleyen arkadaşımızın adı Cevat'dı o günden sonra Yamyam lakabıyla anıldı. Yamyam Cevat bundan bir kaç yıl öncesine kadar Kocaeli Büyük Şehir Belediye Başkanlığında bir bölümün Şube Müdürüydü. Yaklaşın on yıl önce bu anıları kendisiyle paylaştık, yad ettik. Uzun zamandır görüşemedik. Bilemiyorum muhtemelen emekli olmuştur.

Yine şu an Eskişehir Büyük Şehir Belediye başkanı olan Yılmaz hocanın (Pr.Dr. Yılmaz BÜYÜKERŞEN)
Anfide çıkan her olaydan sonra, çocuklar ne olur yapmayın. Neden yapıyorsunuz bunu diye yalvarır
derecede üzüntüsünü belirttiğini ve bizleri polise teslim etmemek için dakikalarca Emniyet mensuplarına
dil döktüğünü hiç unutmam. 

Birinci bölümün sonu
Mehmet Fikret ÜNALAN
( Bin Dokuz Yüz Seksen'e Doğru (Birinci Bölüm) başlıklı yazı MehmetFikret tarafından 22.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.