Elinde oltası sabahtan dalarken nehrin sevdasına
Gün süresince tuttuğuna ya nasip der atar kovasına
Güneşi, geçmişi, teninde veryansın eder yarasına
Gecenin bir anı yüzerken nehrinde, yar sarılır akar!
Gecenin döşüne sarılan gözyaşında saffet yürekler
Yatar ölmeden kabirine toprağı eşince kürekler
Geceyse lambayı gündüzse güneşi nur sanan ürkekler
Nasıl da kanar dünyaya, zamanı dost bilirde akar
Yıkmış evinin duvarını soğukmuş sıcakmış demeden
Sazının teli de oltanın ipi de pay almış hisseden
Ağacın dilinde, otların sesinde, dereden tepeden
Zikrini seven, duasına ses veren, dostuna akar!
Karanlık bilmez gecenin döşüne sarılan yürekler
Anlara mahkûmda yaşamaz, Rabbine sadıktır erekler
Ne cehennemdir nede cennet duasında, feryat dilekler
Yaratanına kavuşmaktır derdi, ona yol bulur akar!
Saçı sanki Hint fakirinin, sakalı sofininkine eş
Giysisi onlarca yamalı, saflığı cennetine kardeş
Tüketir dünyada yaşarken cehenneminden son ateş
Kulakları şer söze sağır, gözü başka âleme akar!
Saffet Kuramaz