Haşmetinde sevdanın,

Kırık bir nüans sicilim,

Karadan bağımsız,

Yürekten bağlı nazenin bir düş’te

Tecrit ettim edeli yalnızlığı,

Kalbin dokusu belli ki

Büründüğüm derin huşu.

 

Atmazken nabzı sancılanan benliğin,

Reşit bir söylence

Kiminin nezdinde,

Karadan aka çıkan bağnaz yankısında

Şu şehir ki namzet acılara…

 

Öfkeli düş/üşler biriktiriyor şehir:

Vuku bulan ne çok hezeyan yine çalıntı

Yine sıra dışı ve tek tetikleyicisi

Gölgelerden sızan irin.

Göz bebekleri büyüyor şehrin,

İfşa ettiği reçine aşkları boca ediyor:

Ne çok kayıp nizam,

Ne çok sicili işkilli,

Ne çok sakınca hele ki rüştünü ispatlamamış

Aşkları da ihlal eden gecenin düş bekçileri

Ve ellerinde kiri şehrin:

Yoksa isyan bellediği onca şirreti mi

Görünmezliğin aymazlığında,

Görselliğin niyazında

Ve peşrevinde içli bir şarkının…

 

Debdebeli yok oluşlar:

Sureti kayıp nice mazlum,

Nice yoksunluğun tayfasında

İçin için kanayan busesi şaşalı gölgelerin.

Hayli muzdarip hayli de görkemli;

Tanrım, nasıl bir ikilem

Hele ki boykot edilenden alıp da nasibini

Ve tokalaşırken şehrin cinleri

Yine de mahrem bir söylem

Hem de bilinmezin nezdinde

Çalıntı tantanalardan nasibini alıp da

Görünmezliğin cüppesini giydiğine dair

Şehrin sokak çocukları.

 

Demişse ne iyi demiş ki ki(m)ninden yokmuş sahiplenen,

Hem de terk edilmiş minik bedenler iken

Hayattan aldığı ilk darbe,

Anası babası kayıp o devingen üçgende

İç ac(ç)ılarının toplamı

Yine sevgisizlikten mütevellit kırık ve mahrem

Bir notada düşmüşken yolu yine

Bilinmezin morguna.

 

Döşemekse önce yüreği,

Düşkünsen önce sevgiyi teyit edip,

Yetmedi batılı bir gölgenin

Hatta genç irisi tüm düşlerin

Ve şehrin garibi en asil tayfası yine devingen düşlerin

Ve yonttukça geceyi boykot ettiğim

En sakil tümce,

Mabedimde kayıtlı tüm imlerin telaşı

Yine şehrin garibi:

Tümden gelen bir coşkuda,

Rahmet okuduğum tebaası şehrin:

Bir kaleden bir köprüye,

Bir şiirden bir hikâyeye,

Belki de eremediğim hidayeti makber bellediğim

Şehr-i şehrin.

 



ŞİİRİN HİKAYESİ:

Z/amanın tınısından muafım…

Sarkacın himayesinde ve randımanlı bir gösteriş ki meramı ne ola demenin de ötesinde…

Birlikçi zafiyeti yine dokunsan ağlayacağım belki de bir beyin’e tekabül etmeli ya da arsız bir gölge misali bil mukabil, demek iken ikrarı sancılı bir mürit.

Sancılı çok da kaygılı bir tutanak ve depreşen sessizlik pek de muteber değil hani. Sardığım bir yumak ve iki ucu da kayıp demek ki mahrem bir yetmezlik için için dolanan ya da dolambaçlı bir yol tutturup usturuplu bir lehçe ile muhafaza edilesi.

Sarmaşık gibi hayli kırılgan ve bir o kadar donanımlı hani üflesen uçacak cinsinden.

Görgüsüz hayli ve görkemi sadece duyguların sağanağında bir oradan bir buradan çekiştirip damlayan bir su sayacı yine de vanasını kapamaya fazla da muktedir değil iken…

 

( Hisli-kablel Vuku... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 9.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.