Diri(l) bir lehçe
En meşakkatli kıyam;
Sözsüz bir tümce belki
de dile gelmeyen
Düşmüşsen aşklara yatak
yorgan
Bir de kerameti iken
rahvan gölgelerin kaykılmışlığı,
Delip de sükûtu,
Bandırdığın her
duyguyu,
Sarmalında bilinmezin,
Pervazında evrenin,
Tamtakır benlik
Eğilsen de yerli yersiz
aşka nazire eden bir beyitte,
Selamı yitik bir derviş
olma asla
Yürekte konuşlu hürmeti
de payidar kıl,
Nam-ı diğer mutluluk
sakıncalı bir paye olsa da
Hak etmediğin onca
boyunduruk.
Damıtılan bir imge
kadar sezileri çıkan ayyuka,
Rota bilip de aşkı,
Kaybolmalara alışmışsan
yerli yersiz
Hele ki takmışken
koluna en sitemkâr düşü
Bir de ermişsen
hidayete
En belirsiz zamirde
terk edilmişliğin iken
Cefası ömrün:
Sükûtu da dillendirip
gizlenmiş dizelerin birine
Yetmedi gark etmişsen
ömrün,
Solu benliğin,
Sağdıcın ise sayısız
imge
Tanrı’dan ne istersen
dile
Yeter ki söndürme
yürekteki yangınını sevdanın.
Bir rahle bir sancak;
Meşakkatli bir sapak
yine beşerin yüreği,
Hele ki matemi buyur
etmişsen mahremine
Bir de saklı tuttuysan gözyaşını.
Aşk ki, yüreğin erbabı;
Özlem ki yine maşukun
tek yoldaşı;
Sair dizede yalıtılmış
bir tını,
Gönüllü gönülsüz her
sevdada boyutsuz bir terbiye
Evrenin sunumu:
Şükretmelere
doyamadığım
Olsa da hayatın dipsiz
girdabı.