Özümsediğim duygular
kadar savruk bulutların raks eylediği o nizamda yine sıra dışı bir sergi iken
avuç avuç ektiğimiz ve dertop olmuş benliklerimiz iken hüsran balyalarına
muhtaç.
Belki de bir ön yargı
adına sevgi deyip de kinaye yüklü sancıları bir bir boca ettiğimiz üstelik en
gereksiz bağlamda ve her engelli özürde. Öyle ya; özür engelliyiz ki hicap
edilesi bir farkındalık geliştirdiğimize dair bir inanla bir bir nakşediyor:
Öncesinde güven ardından yitip giden benlik algısı belki de deşifre edip gerisin
geri kaçtığımız. Sırada ise ölümlü bir sevgi mağduru ve yine mazlum bir refleks
iken döktüğümüz gözyaşı hele ki mutluluk kaynağı ise mağdur bir yürekten kırık
bir yüreğe terfi eden.
Kınında saklı olan ise
sadece bir avuç kül: Bandıra bandıra yediğimiz hak maliklerinden ve mahkûm
belleğimizden kalanlar belki de üzerimize serilmiş ölü toprağı yoksa inanca
göre yakılan bedenin külü mü geride kalan?
Neyse ne, demek bile
bir engel: Öncelikle boş vermişliğimiz akabinde detone olan fıtratı yine bil
mukabil, dercesine görmezden geldiğimiz yoksa gelinmek mi daha kırıcı ve vurucu
bir etmen?
Postaladığımız mazi
yine de adresini şaşırmayıp her gün bitiminde geceye misafir ettiğimiz: Kolaysa
uyu hele ki didiklenirken düş gücü, kâbus mahiyetinde bilinçaltına yerleşik sayısız
im belli ki tehdit unsuru belki de benliğin zayıflığı ve küpeştesinde
psikolojinin; hastalıklı bir hemhal yine mazur görünmeyi bekleyip en köşeye
itildiğimiz…
Kukumav kuşu gibi
gömülü mü kılsak gözlerimizin kepengini asla açmamak üzere kilitlemişken ya da
yüreği mühürleyip, aşkı da mı boykot etsek ve derken sevdiklerimizden geriye
kalan mevta sevinçler hele ki süklüm püklüm bir kedi yavrusu kadar başımızın
okşanmasına ihtiyaç duyduğumuz…
Geçtim çoğu şeyden ve
çoğu insandan lakin öncesinde geçtim kendimden, demek ise en yorucu ve bölücü
tehdit unsuru bir kez dahi nasiplensek bile İlahi Gücün merhametinde hemhal
olmuş insan izleklerine rast gelip de bıraktığımız tüm kinaye ve en arka
vagonda hala yürekten sıvışmayı bekleyen duygu silsilesi…
Kesat oysa gerçek dünya
ve nasıl da fevri gönlün kabullendiğindense feragat ettiği…
Bir, derken iki ve
ufkumuzda kaybolan umudun sancağı oysaki dün dikmiştim… mani tadında aslında
günübirlik sevinçler yine oynaşan gölgelerde bir sarkaç tüm olup bitenin
kaydının tutulduğu: Sorunlu belki de sorumlu hatta sonradan görme bir sevgi
tutanağı, yine sevdiklerimizin yanına çentik atma duygusuyla tüm boş
vermişliğimiz ne de olsa İlahi bir mekanizma, tüm boyutsuzluğumuzun nirengi
noktası iken yaşama sevinci belki de nüktedan bir yozlaşma bizler birbirimize
girmişken ölüm uykudayken ve mabedimiz iken sınırları ihlal edilen…