1
Sufiyem
Kaderi tecelli
kılardı tercihlerimiz
Çanakkale’nin gözlerinde
yansırdı
Seyit Onbaşının
bakışları
Titrek
kandillerde
İzini düşüren gölgelerimiz
vururdu duvarlara
On Beşlileri
cephelere uğurlardı analar
İki yüz elli bin şehit
’in kanları sulardı toprağı
Kırgın mısraların
peşinde
Üstü başı pespaye
şiirlerin
Anlamında ihtimaller
zorlandıkça
Özlemezdim
sabahları diyorum
Her defasında
beni sana getirmese…
//Sonra, bir
Nisan yağmuruna,
Parçalardık şemsiyeleri
gözyaşlarıyla.///
Sufiyem
Ellerimiz özleminin
nazarında dua
Suçsuz bebekler
susturuluyor Srebrenitsa’da
Vuslatını dilenmekte
parmaklarım
Doludizgin esaretine
koşuşumu çok görme
Nicedir senin
gökyüzünde teşneleşen bulutlar
Benim toprağımı
ıslatıyor
Türkmen dağlarında
yanarken canım
Sevdana
düşmüşlüğüm toprağa dikilen tohum
Varsın mükemmel
olmasın sözcüklerim
Kadere tecelli
eden yollarda
Toprağı öper gibi
yoğruluruz zamanla…
// Bosna’nın
sokaklarında yakıyorlar cesetleri
Sekiz bin üç yüz kişi
gömülüyor canlı canlı uyan.//
Sufiyem
Bir parçam daha
kalıyor gerilerde
Hocalı'da ağlıyor
kadınlar
Derisi yüzülürken
genç kızların
Bu yüzden iç
çekip iç çekip sanırım ağlıyorum
İsyan değil
kelimelerim
Bu suskunluk
hasretime müzahir
Bu suskunluk
ebede öykünme
Sözcüklerim
anlaşılmaz feveran
Görebilsen
bakışlarım da âlem var
Bakışlarımda ahir…
//Sincan da aç
kalan bebelerin nefesiyim
Koşulsuz ölen
insanların kanı.//
Sufiyem
Hicranına özür
beklemez sevda
Rızasız düşmezken
yaprak toprağa
Allah-u Ekber
dağlarında kayar yıldızlar
Leyl bir
aldanıştır yanılsamalar
Yönümüzü
çevirdiğimiz aşk bizi bulacaktır
Vuslata zuhur
eden sözcükler affına tutuşurken
Biliyorsun nefesleri
dondu karlarda Mehmetlerin
Bu yüzden harap yüreklerde
bakidir yangın
Feryatta
oradadır, sevdada
Yüzünü saklama ak
yüreklerden
Bir segâh
makamında
Göreceksin
Üzerine nur düşer
adının…
//Felaketin
kılıcında titrer mazlum yürekler,
Adı bile
okunmayan coğrafyalarda ölür tüm mazlumlar.//
Sufiyem
Yüreği ateş olana
sorulmaz murat
Yazgısı nedametin
lütfudur
İstikbali
sonsuzlukta vahamet
Temmuzun ortasında
yazıldı yeniden
Meydanları titreten hürriyet
Yüreği yanık ezgilerin
dilinde
Ömer Halisdemir olup
geçer gözlerimden
Yüreğinin makamı
Perişan muştulara
dem tutarken
Aşk diyarlarında
ölgündür sözcüklerim
Aşk
İçi nar bir
bedende ölümüne
Sadece sana suskun…
Âdem Efiloğlu