1
''İnsanın yapmaktan hoşlanmadığı ev işi gibi faaliyetleri para karşılığında
başkalarına yaptırmasının mutluluğu arttırdığı araştırmayla belgelendi.''
BASINDAN
Öyle bir cümle vardı geçmişten gelen hani, hepiniz bilirsiniz. Nazım Hikmet
Abidin Dino'ya seslenerek ''Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?''
diyordu... Demek ki mutluluğun resmi de yapılabiliyor, mutluluk satın da
alınabiliyor mu acaba? Nakit ya da kredi kartı veya senet sepet ile alınır mı
mutluluk? Kim bilir? ''Şuradan bir kaç kilo mutluluk sarın bana, ücretini de şu
limitsiz kredi kartımdan çekiverin bir zahmet.'' Biraz da içinde insanın
mutluluk, öz benliğinde...
Ev işlerini biliyorum ki bir çok kadın yapmaktan hoşlanmıyor. Hoşlananlar da
vardır mutlaka içlerinde... Bizim memlekette kadınların ev de yapacakları işler
bir türlü bitmez. O neden ile bazı kadınlarımız haftada bir ya da on beşte bir
mutlaka temizlikçi diye tabir edilen birilerini tutarlar ve evlerinde ücret
karşılığı gün boyu çalıştırırlar...
Sade ev işi mi? Apartman görevlisini çağırıp ''Oğlum şu saydığım malzemeleri
al, çöpleri dök.'' gibi verilen direktifler ile de kendileri külfetten
kurtulurlar... Eee tabi bir sürü de boş zaman sahibi oluyor insanın haliyle...
Artık o boş zamanda komşusunu çağırıp lak lak mı ederler? Arabaları ile gezip
tozmaya mı giderler, torunlarını mı gezdirirler? Bir sürü yapılacak iş vardır
yine insanı fazla yıpratmayan ve yormayan...
Bu gün herhangi bir eve hanımlara yardım etmeye gelen kadınların yevmiyesi en
az yüz yüz elli lira gibi bir rakam. Buna bir de yemek ve yol parasını da
ekleyin. Temizlikçi kadının odalarda, salonda, banyo da hışırı çıkarken, evin
hanımı da elinde çayı ya da kahvesi, İnternet'de ya sörf yapmaktadır ya cepten
kankalarını aramaktadır ya da gazetelere göz gezdirmektedir. Nasıl mutlulukları
artmasın ki Türk Hanımlarının?
Ev hanımlarına çoğu aile de İçişleri Bakanı da derler. Bazen de Başbakan kod
adı ile çağırırlar. Tabi ki baba da bu durumda başkan ya da cumhurbaşkanı
oluyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir husus var. Hani
normal demokrasilerde cumhurbaşkanı bir şeye onay vermezse, o gerçekleşmez ya,
burada, yani aile de cumhurbaşkanlığı sadece semboliktir. Hanım, iç işleri
bakanı ya da başbakan olarak tek yetkilidir, o ne derse o olur... Aksini iddia
eden varsa gelsin karşıma. İnsan yeri geliyor oğluna kızına bile iş
yaptırırken, artık buna rüşvet demeyelim de hediyeler verebiliyor. ''Oğlum
sırtıma bir masaj yap sana beş lira.'' ya da ''Kızım git bakkaldan şunları al
üstü de senin olsun.'' Parası olmayana az mutluluk, parası olana çok mutluluk.
Bizim paramız yok. Mutlu muyum? Hem vallahi hem de billahi mutluyum? İçimizden
geliyor mutluluk. Hepinize en derin sevgi ve saygılar yine de...