ALLAH BİZLERİ
KUR’AN’DA MÜSLÜMANLAR OLARAK İSİMLENDİRDİ…!
Sevgili kardeşlerim Allah bizleri
Kur’an’da sadece “MÜSLÜMANLAR” olarak isimlendirdi. Allah hiç kimseye sen alevi
misin, sünni misin, şii misin Hanefi misin, şafi misin, maliki misin, Hambeli
misin, selefi misin ? diye sormayacak.
Hatta ben sizi “MÜSLÜMANLAR” olarak isimlendirdiğim ve sizleri hanif
fıtratı üzerine yaratarak, babanız hz. İbrahim’in hanif, ( İslam, teslim )
dinine uyun dediğim halde neden böyle fırkalara ayrılarak Kur’an’dan
uzaklaştınız, fırkalara ayrılanların şirkte olduğunu söylediğimi duymadınız mı?
Diyerek kızacaktır.
22/HACC-78:
Ve câhidû fillâhi hakka cihâdih(cihâdihî), huvectebâkum ve mâ ceale aleykum fid
dîni min harac(haracin), millete ebîkum ibrâhîm(ibrâhîme), huve semmakumul
muslimîne min kablu ve fî hâzâ li yekûner resûlu şehîden aleykum ve tekûnû
şuhedâe alen nâs(nâsi), fe ekîmûs salâte ve âtuz zekâte va’tesımû
billâh(billâhi), huve mevlâkum, fe ni’mel mevlâ ve ni’men nasîr(nasîru).
Ve Allah'da hakkıyla cihad edin. O, sizi seçti. Dînde sizin için bir
zorluk kılmadı ki; o, babanız İbrâhîm (A.S)'ın dînidir. O, sizi daha önce de
“müslümanlar” (Allah'a teslim olanlar) olarak isimlendirdi. Bunda da (Kur'ân-ı
Kerim'de de), resûl size şahit olsun ve siz de insanlara şahitler olasınız
diye. Öyleyse namazı ikame edin (kılın), zekâtı verin, Allah'a sarılın
(Allah'ın Zat'ında yok olun). O, sizin Mevlâ'nız. (O), ne güzel Mevlâ (dost) ve
ne güzel yardımcı.
30/RÛM-30: Fe ekim vecheke lid dîni
hanîfâ(hanîfen), fıtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li
halkıllâh(halkıllâhi), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ
ya’lemûn(ya’lemûne).
Artık hanif olarak kendini (vechini) dîn için ikame
et, Allah'ın hanif fıtratıyla ki; Allah, insanları onun üzerine (hanif
fıtratıyla) yaratmıştır. Allah'ın yaratmasında değişme olmaz. Kayyum olan (kaim
olacak, ezelden ebede kadar yaşayacak) dîn budur. Fakat insanların çoğu bilmez.
30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu
ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O'na (Allah'a) yönelin (Allah'a ulaşmayı dileyin) ve
O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece)
müşriklerden olmayın.
30/RÛM-32: Minellezîne ferrakû
dînehum ve kânû şiyeâ(şiyean), kullu hızbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne).
(O müşriklerden olmayın ki) onlar,
dînlerinde fırkalara ayrıldılar ve grup grup oldular. Bütün gruplar,
kendilerinde olanla ferahlanırlar.
Allah razı olsun.
Burhan AKSU