Ölü iklimler kapıda

Tokmağı olmayan hükümlerin direği

İlahi sevginin tecelli ettiği

Yüreğin kayıtsız şerh düştüğü:

İşte hayatın alfabesi.

 

Tozutan aklın yorgunu;

Kaynayan benliğin ateşlerken fitilini

Bir közde

Bir de gözde aşkın iksiri

Yine dokunuşu naif,

Sunumu yarına haiz

Bir cümle daha tekelinde kalemin.

 

Sunumunda ise sevginin

Bir katreden farkı yok belki de

Şu hayatta bıraktığın izin.

Hangi sancı,

Hangi kuytuda son bulmalı?

Fakir kulun hikmeti değil mi

Şükür yüklü teyakkuzunda gecenin

Sandıklarında biriken hüzün?

Hem de meylettiği

Bazen ise sanmadıklarından çıkıp da yola

Varmayı ertelediği

Şekilsiz şemaili kibrin

Hangi reveransla kucaklamalı ki bilinmezi?

 

Hadi, gidelim diyebilmek

Belki ötesinde

Ertelediğin vakitsiz ölüm

Kıblende yangın,

Halesi yorgun bir tebessüm

Denmeyen ne kaldı da geriye

Hala savunuyorsun işte

Kayıp isminde

Bir çiçekten dahi kırılgan

Şu sefil yüreğin.

 

En namert gölgesin

En yüzsüz imgelerdensin belki:

Ölün dirin de bir bil üstelik ektiğin

Aşkı baş tacı bildiğin

Haznende yorgun cümleler

Kayıp imgeler ne idüğü belirsiz

Kimliklerden doğurgan hüznüne tezahür eden

Ölü bir iklimden başka da bir şey değilsin.

 

 

 




( Ölü İklim... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 1.04.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.