Dirilmeli satırlar ölümün şevkini
edindiğin kıblende edilgen kimliğinle yakalandığın panzehir.
Ölümü fısıldar cahil sıfatlar, ölümün
kucak açtığı huzuru yâd eder bu güne kadar okuduğun rahmetler yeter ki dik tut
başını belki sefilliğin ötesinde bir şiirden dahi alacaklı, verilen hangi
hükümse şerh düştüğün yine boynunun borcu her fiil.
Şimdi yükümlüsün. Kabahatin özründen
büyük yine de yılmayı mı tercih edersin sen, sefil ve yorgun benlik ki
bedellerin surunda aşka; yüreğin mahreminde bir gölgeye sitemin.
Baş kaldırdığın düzende satılık bir
dize olmaktansa satın aldığın hayân ve edebinle duvarlar ördüğün iklimlere
gebesin.
Kaynaklarında doğanın bazen aşka
yelken açan şehla gözlü yangınların közünde bir hükümsün yine celbi yüreğin
üstelik aykırı iklimlerden bile gözü pek bir sıfatın baş harfisin.
Gördüklerinle tehir et sen her şeyi…
demekten imtina ediyorum işte. Kayıtsızlığın vuku bulduğu şu düzenekte karınca
adımlarınla aştığın engellerin de üstündesin.
Bir niyazındır bedel dünyaya.
Bir neşendir peyda olan şu bilinmezde
şevk ile mücadele verdiğin.
Gocunduğun değil de gıpta edilesi
yürekten zengin kimdir ki sensizlik ile mücadele etmektense kendi korkularına
gebe?
Şimdini yaşa sadece dünün de medet
ummadan.
Yarınlardan alacaklısın madem,
matemin yarısını sakla da heybence olsun katığın yarın yazacakların için.
Aşkın kıblesi hep dem vurduğun;
hazanın demi her gün yâd ettiğin bir de inancın gücü üstesinden geldiğin
güçlüklere zırh bildiğin.
Hacminde bir çiçeksin.
Suretinde bir yangınsın belki de.
Sıfatların biri bin para sen sefil
benlik ki gıyabında verilen hükümlere bile sirayet eden hüznün çetelesini
tuttuğun kadar da var hani.
Gömdüklerini sula rahmetiyle İlahi
Gücün sonra da bekle yeni doğan güne eşlik edecek başak tanelerini.
Olmadığın kadar mutlusun ki sadece
bak ve gör içine sinenle sindiremediklerin karşı karşıya gelirken.
Bir hicabın virgülüsün.
Bir ünlemin de ilk hecesi.
Aslında tek hecesin.
Gülmeyi şerh düş her güne ve unutma
adını, saklanmadan ak alnına paye veren İlahi Gücün inhisarındasın yine aşkına
şahit meleklerin de koruduğu benliğinle gülmeyi görev edindiğin bir güncesin ve
tek gülüsün bahçenin. Ne soytarı bir sitem ne de yankısı iblisin dudaklarından
dökülen ihaneti görmezden gelemezken evren.
Gül.
Adın kadar gül.
Güldüğün kadar da sev.
Bir diğer adına şerh düştü evren ve
aşk diye inledi cihan yine hükmünde İlahi Gücün.