FAYDASIZ İLİM SAHİPLERİ;
Hani “imamın dediğini yap, yaptığını yapma” derler ya, işte bu ayetler
Allah’a ulaşmayı dilememiş, mürşidine tabi olmamış ve bu yüzden nefsini tezkiye
ve tasfiye etmeyen ve teslimlerini gerçekleştirmeyen faydasız emaniyye ilmin
sahibi bütün din adamlarını anlatmaktadır.
2/BAKARA-44: E te’murûnen nâse bil birri ve tensevne enfusekum ve entum
tetlûnel kitâb(kitâbe) e fe lâ ta’kılûn(ta’kılûne).
İnsanlara birr'i
(tezkiye ve teslim olmayı) emrediyorsunuz da siz kendinizi unutuyor musunuz? Ve
siz, Kitab'ı okuduğunuz halde hâlâ akıl etmiyor musunuz?
Birr müessesesine bakıldığında insanların ikiye ayrıldığı görülür. Ebrar,
birrin sahipleri olarak, füccar da bütün negatif faktörlerin sahipleri
olarak geçer. Bir başka ayırım da Kur'an’ı Kerim'de, cennete gidecek olanların
ebrar, cehenneme gidecek olanların da füccar adını almasıdır.
İşte onlar bir mürşidleri olmadan ve ayetlerle değil insanların yazdığı
emaniyye kitaplardaki din ilmi ve zanları ile konuşan ve beş şartı din
zannedenlerdir.
22/HACC-8: Ve minen nâsi men yucâdilu fîllâhi bi gayri ilmin ve lâ
huden ve lâ kitâbin munîr(munîrin).
Ve insanlardan (öyle) kimseler vardır ki; bir ilme, bir hidayetçiye ve
nurlu (aydınlatıcı) bir kitaba sahip olmaksızın Allah hakkında mücâdele eder.
Öyle insanlar var ki; bir ilme, bir hidayetçiye, bir nurlu, aydınlatıcı
kitaba sahip olmadan Allah hakkında mücâdele ederler. Bu kişilerin her şeyi
emaniyyedir ve sadece zanna dayanır. Bir şey bildiklerini zannederler ama
aslında bir şey bilmezler.
Bütün zamanlarda Allah, bütün insanlara aynı farzları emretmiştir:
İnsanlar Kur'an’ı Kerim'deki bilgilerin sahibi olmadıkları ve Allahütealâ'dan
ilim alan birinden ilim tahsil etmedikleri için, Kur'an'da yazılı olmasına
rağmen bu hakikatlerin hiçbirini görmeyecektir, bilmeyecektir. Ama öğrendikleri
emaniyye bilgilerle Allah'ın yolunda olan insanların hep karşısına çıkıp
onlarla tartışacaklar, taraftar bulacaklar ve Allah'ın nurunu söndürmeye
çalışacaklardır. Din adamıyım diye geçinen bu insanların vasıflarını A'raf-146
ve 147'de Allah net bir şekilde ifade etmektedir:
7/A'RÂF-146: Seasrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardı bi
gayril hakkı ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minu bihâ ve in yerev sebîler ruşdi
lâ yettehızûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi yettehızûhu sebîl(sebîlen),
zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne). Yeryüzünde
haksız yere kibirlenen kimseleri, ayetlerimizden çevireceğim. Bütün ayetleri
görseler, ona inanmazlar. Eğer rüşd yolunu görseler, onu yol edinmezler. Ve
gayy yolunu görseler, onu yol edinirler. Bu; onların, ayetlerimizi
yalanlamaları ve ondan gâfil olmaları sebebiyledir.
7/A'RÂF-147: Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve likâil âhireti habitat
a’mâluhum, hel yuczevne illâ mâ kânû ya’melûn(ya’melûne). Ve
ayetlerimizi ve ahirete ulaşmayı (hayatta iken ruhun Allah'a ulaşmasını) inkâr
eden kimselerin amelleri, heba oldu (boşa gitti). Onlar, yaptıklarından başka
bir şeyle mi cezalandırılır (karşılık verilir)?
İşte bu insanlar, hidayet
yolunun temsilcilerine devamlı karşı çıkarlar. Asla hidayet yolunu kabul
etmezler, gayy yolu onların yoludur, o yoldan vazgeçmezler.
45/CÂSİYE-23: E fe reeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu
alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî
gışâveh(gışâveten), fe men yehdîhi min ba’dillâh(ba’dillâhi), e fe lâ
tezekkerûn(tezekkerûne).
Hevasını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim
(onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve
kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde)
çekti. Bu durumda Allah'tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez
misiniz?
Allah'a ulaşmayı dilemeyen herkes hevasını kendisine ilâh edinmiştir. Bu
kişi ise faydasız, emaniyye ilim sahibi olarak, nefsine tâbî olmuştur. O zaman
Allah onun basar (görme) hassasının üzerine perde çekmiş, işitme hassasını ve
kalbini mühürlemiştir. Bu ilim üzere bu kişinin hidayete ermesi mümkün
değildir.
Allah’a ulaşmayı dilemeyi öğretmeyen hiçbir ilim Allah’ın Kur’an ilmi
değil, faydasız ilimdir. Beş şart ile din yaşayan herkes faydasız ilmin
sahibidir.
Allah razı olsun.
Burhan AKSU