Bir
yolculuktayım, saat işliyor
Üst üste
selam getirdi bir avam
Uzak ve
yaralı şehrin sokaklarından
Dilimde
derin anlamlı bir söz; vesselam
Havasıyla
bedbaht oldu adımlar
Bir ağacın
soluğunda buldum hayatımı
Buldum,
lakin alamadım yaşamı
Çöktü
senelerin birikimi, çökertti tahtımı
Vesselam,
dolaştı bir tabutla dünyayı
Düşmedi
zihnimden ismim misali
‘’Lâ’’
rehberim oldu, Kudüs’ün mirası
İlklerin
diyarı, yâri, ilklerin dili
Gözyaşım
saklandı bir Kudüs ezanında
Kalbimin bir
huzuru oldu bu çağrı
Çıkar gelir
Mescid-i Aksanın fecrinden
Vaktiyle
ulaşır ama yanar müminlerin bağrı
Kubbesi ayrı
bir örtüdür İslam’a
Rahman
zikretti onu güzel ayetiyle
Ey Dünya!
Çekil artık bu diyardan
Geliyor aziz
şehir büyük şerefiyle
Gözümün
acısı, gönlümün yarasısın
Sızımın
ilacı, şehirlere yarsın
Aşkların
önünde en güzel aşksın
Gariplere
açılan bir kurtuluş kapısısın
Açıldı bir
miraç vakti kapılar
Kapılar,
secdenin huzuru, namazın şanı oldu
Okundu
ezanlar en içten ve derin sesiyle
Şimdi, Ey
Şehir! gövden bizden uzak olanlarla doldu
Nedendir bu
prangaya vuruluşun
Nerede mümin
bekçilerin, dert çal dostlarına
Koyup
gittiler seni Ey Kudüs, bir akşam vaktinde
Kıydılar
hasrete, kıydılar vuslata, belki bizde geliriz yarına
‘’Lâ’’ iki
harfin tek hecesi
Kısadır
fakat derin yakar anlamı
Çöktü
bedenim Kudüs hasretiyle
Üzüntünü ördüler ama unuttular hak namı
‘’Lâ’’
İbrahim’i duadır, direniştir
Yusuf-i
sabırdır senelerin kimliğidir
Bir
yükseliştir ‘’Lâ’’ Musa’nın zikridir
Kimi zaman
sözdür oda; benliğidir
Muhammed-i
yükselişin hatıratı saklı
Bir Kudüs
manzarasının afakında
Hıçkırıklar
bizden değil, senden geliyor Ey Kudüs.
Lakin ağlama
meleklerin haberleri hâlâ semalarda
Geleceğiz, bir gün selamla geleceğiz
Kudüs’üm içtenliğinde ki sarsıntıları at
Davada sen, inançta bu yol olacak
Kalplerde
ümmet olacak, dillerde salavat
Muhammed Karaca
''Kalpten Nağmeler''