ALLAHÜTEALA
SERİÜL HİSABDIR…!
Ayetlerde Allah cc. Hesabı çabuk
görendir buyurulmaktadır. Allah’ın bildirdiğine göre bir ahiret günü bin dünya
yılıdır. Bu nedenle dünyada 100 sene yaşayan bir kişinin ahiretteki hesabı 2,4
saatte görülecektir.
22/HACC-47: Ve yesta’cilûneke bil azâbi ve len yuhlifallâhu
va’deh(va’dehu), ve inne yevmen inde rabbike ke elfi senetin mimmâ
teuddûn(teuddûne).
Ve azabı senden acele istiyorlar. Ve Allah, asla vaadinden dönmez. Ve
Rabbinin katındaki bir gün, sizin saydığınız bin sene gibidir.
Dünyada ise birleşik kaplar gibi bir
kimse bir başkasının hakkına herhangi bir şekilde tecavüz etmiş ise, kul hakkı
doğacağından bu hak miktarı kadar sevap zulmedenden alınır ve anında haksızlığa
uğrayana verilir. Eğer kişinin sevapları yetmezse, haksızlığa uğrayanın
günahlarından alınır ve zulüm yapanın hesabına kaydedilir. Haksızlığa uğrayan
kimse bir şekilde kısas hükmü uyarınca mukabelede bulunursa günahlar ve
sevaplar anında iade edilir.
Kişinin şahsi olarak kaybettiği
dereceler ve kazandığı sevaplar ise anında sağ ve sol omuzumuzda bulunan
kaydedici Resuller(kiramen katibin melekleri)tarafından anında kayda geçirilir.
Zerre miktarı kimseye haksızlık yapılmaz.
İnsanların gizli olarak haklarına
tecavüz edenlere ve insanların görmediği yerde günah işleyenlere duyurulur…!
3/ÂLİ İMRÂN-19: İnned dîne indâllâhil islâm(islâmu), ve
mahtelefellezîne ûtûl kitâbe illâ min ba’di mâ câehumulılmu bagyen beynehum, ve
men yekfur bi âyâtillâhi fe innallâhe serîul hısâb(hısâbı). Muhakkak
ki Allah'ın indinde dİn, İslâm'dır (teslim dînidir). Kendilerine kitap
verilenler, kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki haset sebebiyle ihtilâfa
düştüler. Ve kim Allah'ın Ayetlerini örterse (inkâr ederse), o taktirde,
muhakkak ki Allah, hesabı çabuk görendir.
İslâm
kelimesi Allah'a teslimin Arapça adıdır. Silm kökünden gelir. En belirgin
mânâsı teslimdir. Bir insan ruhunu, vechini, nefsini ve iradesini Allah'a
teslim ettiği zaman teslimlerini tamamlayabilir. Bütün peygamberler ve onlara
tâbî olanlar Allah'a teslim olmuşlardır. Allahû Tealâ hangi peygamberden bahsediyorsa
Kur'ân'da mutlaka onun Allah'a teslim olduğuna dair kesin bir hüküm koymuştur.
Her dilde bunun bir karşılığı
vardır. Ve hiçbir peygamber yoktur ki İslâm'ı yaşamamış olsun. Yani yaşadıkları
din kâinatın tek dini İslâm'dır. Hangi dilde o kelimenin karşılığı varsa İslâm
odur.
Kiramen kâtibin melekleri
hayatı devamlı olarak filme alırlar. Onların filme aldıkları bu hayat filmine
rakamlar yazılır. Mademki Allahütealâ daimî zikri emretmiştir, farz kılmıştır;
o farzı gerçekleştirenler hayatlarının her saniyesinde devamlı derecat
kazanacaklardır. Kalbî zikri yaparken aynı zamanda namaz kılıyorlarsa iki defa
derecat kazanacaklardır. Kalbî zikir yaparken aynı zamanda başkalarına iyilik
yaparlarsa, onları mutlu edecek davranışlarda bulunurlarsa ikinci defa derecat
kazanacaklardır.
Her an hayat filmine pozitif
veya negatif rakamlar ilâve olur. Ama her an hesap mutlaka farkı gösterir. Onun
için Allah hesabı çabuk görendir.
50/KAF-16: Ve lekad halaknel insâne ve na’lemu mâ tuvesvisu bihî
nefsuh(nefsuhu), ve nahnu akrebu ileyhi min hablil verîdi.
Ve andolsun ki insanı Biz yarattık. Ve nefsinin ona ne vesveseler
vereceğini biliriz. Ve Biz, ona şah damarından daha yakınız.
Nefs afetlerle dolu olduğu için,
nefsi kullanan şeytan kişiye devamlı vesveseler verir. Allah rahmeti ve fazlı
ile her şeyi kapladığı için bizleri de kaplamıştır. Bu sebeple bize
şahdamarımızdan daha yakındır. Bu sebeple aklımızdan geçenleri de şeytanın
nefsimize ulaştırdığı vesveseleri de anında hem işitir hem bilir.
50/KAF-17: İz yetelakkâl mutelakkîyâni anil yemîni ve aniş şimâli
kaîdun.
O zaman, sağda ve solda
oturan iki telâkki edici (tesbit edici melek), (amelleri) tespit ederler.
Bu iki melekten biri saik (sevkeden)
ve biri şahittir. Kişinin doğuşundan itibaren hayatının her saniyesi kesintisiz
bir şekilde 3 boyutlu olarak filme alınır. Birinci film olayları, ikinci film
düşünceleri tespit eder. Olayları sürücü, düşünceleri şahit 3 boyutlu olarak
tespit eder. Bunlar kiramen kâtibin melekleri olan iki Resuldür.
50/KAF-21:
Ve câet kullu nefsin meahâ sâikun ve şehîdun. Ve
bütün nefsler beraberinde bir saik (hayat filmini çeken) ve bir şahit ile
gelir.
Kişi hayatı boyunca her an bu iki
meleğin beraberliğinde yaşamıştır. Onları göremez. Onlar kesintisiz bir şekilde
görevlerini yaparlar. Her saniye kişinin düşündükleri filme alınır. Fiilleri de
filme alınır. Bu filmler 3 boyutludur ve kıyâmet günü boşlukta oynayacak ve hem
niyetleri hem de fiilleri gösterecektir.
50/KAF-18:
Mâ yelfızu min kavlin illâ ledeyhi rakîbun atîdun.
Bir söz söylenmez ki, onun yanında hazır gözetleyiciler (tarafından
tespit edilmiş) olmasın.Ve onun yakınında olan (melek): “İşte bu (hayat filmi),
benim yanımda hazır olan şeydir.” der.
Bir evvelki 17. ayetteki sağda ve
solda oturan iki melekten bahsediliyor. İnsan hayatının her saniyesi bu iki
melek tarafından tespit edilir. İnsanlar her saniye ya deracat kazanırlar ya
kaybederler.
43/ZUHRÛF-80: Em yahsebûne ennâ lâ nesmeu sırrehum ve necvâhum, belâ ve
rusulunâ ledeyhim yektubûn(yektubûne).
Yoksa onların sırlarını ve fısıltılarını işitmeyeceğimizi mi zannediyorlar?
Hayır, onların yanında Resullerimiz (elçilerimiz) (her şeyi) yazıyorlar.
Kiramen kâtibin melekleri (Allah'ın
Resulleri), her an hayatınızı filme alıyorlar. İnsanlar hangi fısıltıyı
yaparlarsa yapsınlar ispat vasıtaları kıyâmet günü hazırdır. Bütün kaybettiğiniz
ve kazandığınız dereceler saniye saniye size gösterilecektir. Neler yaptıysanız
uzuvlarınız davranış biçimleriyle anlatmış olacaklardır.
Allah razı
olsun…
Burhan AKSU