diyalog ile ilgili görsel sonucu
 
 
Çalkantılarla  dolu dünyamızda, çalkantıların eşliğinde hayatın yolunda devam ederken,bazen hayattan uzaklaşarak bazen yaklaşarak devam ederken, uzaklaşınca acı ve ıstırap, yaklaşınca biraz gülümseme bulduğumuz dünyamızda,gönlünüzde bir gülümseme bırakmak üzere sizleri şiir şair ve okuyucunun diyaloglarıyla baş başa bırakıyorum.Bazen biraz çalkantı bazen durgunluk bazen bir gülümseme ile onları buyurun dinleyelim,bakalım ne konuşuyorlar.
 
Okuyucu seslenir şaire.
 
-Üstadım, koşarak gidiyorsunuz şiirin peşinde, sizi peşinde sürükleyen nedir? Oysa hayatınıza şöyle bir bakın zevk dediğimiz arzularımız bize kapılarını tüm zenginliğiyle açmışken, siz birkaç hecenin peşine düşmüş gidiyorsunuz?
-Heceler değimlidir, gönülde söz olan bir anlam taşıyarak bize bir şeyler anlatan, size arzularınızı peşinde koşun derken, bana şiirlerin peşinde koşun diyor.
 
-Peki, sizi ayrıcaklı kılan heceler bizi ayrıcaklı kılmıyor mu?
 
-İşte bunu anladığınıza şimdi sevindim?
 
-Bakıyorum siz üç beş kişisiniz bizler binlerce, sizce hayatta her zaman çoğunluğun olması önemli değil midir? Her seçimde çoğunluğun seçtiği kabul görürken, şimdi az olanların seçimimi kabul görüyor demek istiyorsunuz?
-Aslında bu duymak ve hissetmekle ilgili?
 
-Bizler hisseden duyan değil isek, nasıl sizden ayrı bir yolu kabul ederek gidiyoruz?
 
-İşte bunu duymak istiyordum sizden, kabul etmek yani tercih etmek meselesi…
 
-Lütfen kapalı sözlerle anlatmayın, açık konuşun anlayalım, anlamak için zaman harcatmayın, zamanımız çok kıymetli, bir an önce açık açık konuşun anlayalım.
 
-Açık açık konuşmayınca dinlemeyecek misiniz? Zaten dinlemiş az kafa yorsanız anlamış olacaksınız lakin düşünerek zihninizi çalıştırmak istemediğiniz aşikâr.
 
Açık açık konuşmazsanız sizi anlayamazsam dinlemeyeceğim.
 
-Zaten sizin dinlemeye geldiğinizi zan etmiyorum!
 
-Peki, ne zan ediyorsunuz?
 
-Kendinize bir şenlik, yani şiirin peşinden giden bizlerin yanlış yolda olabileceğini ispat ederek, kıçınıza kına yakacağınızı zan ediyorum açıkçası.
 
Şiir bu arada söze girdi.
 
-Yıllardır ben şiirim, sizi okuyucu olarak karşımızda durarak okuduğunuzu görmedim. Bizi yazan şair ister üstat deyin ister karalatan, içimize bir şeyleri katmaya çalışırken, sen zevk ve arzularının peşinde dünyalık kazanmak için gittiğini hep görüyoruz. Farklı olmayı, farklılaşarak bunu istemediğiniz kesin! Yaşamak için yaşama duygusunu alarak, yaşamınıza renk katmak istemediğinizde kesin!
 
-Söyler misiniz sizin peşinden gidersem ne kazanacağım, karnım doyacak mı? Ev sahibi olabilecek miyim?
 
Şiir
 
-Olacağını biz garanti etmiyoruz ki! Biz, gönlünü doyuran onu gülümseten bir kaç güzel sözleriz sadece. Sen gibi olanlar bizlerin sözünü gereksiz buluyorsunuz da, neye göre kime göre? Biz içinde duyduğun hissettiklerine tercüman olan, ortaya çıkararak seni huzura götüren heceleriz. Bazen gözyaşınla akıttığın kederi görerek ıstırabını görerek gözyaşını silerek yanına yaklaşarak sabırlı ol diyeniz. Akşam olunca herkes pencerelerine perde çekerken, gönlüne de perde çekerek karanlıkta bırakıyor, sende çekme aç gönül pencereni, gönlün aydınlık olsun duy hisset acıları ıstırabı diyoruz. Bir çocuğun düşlerini savaşla çalanlara onu yok eden zalime bir söz söyle, söyleyemezsen de, çocuklara yeni düşler kurması için yardımcı ol diyoruz, çok şey mi istiyoruz, ağlıyorsa gözyaşını ellerinle sil diyoruz… Siz maddiyatla kazanmayla dünyayı tartıyorsunuz, dünya bununla tartılmaz ki… En sonunda içinde nelerin var olduğuyla kalanıyla tartılacak olan sizsiniz, dünya ise bir aracı vasıta…
 
-Yani sizden başkaları gözyaşlarımızı silmiyor mu?
 
-Siliyor mu?
 
Okuyucu az düşündü.
 
-Baş başkalarına ne gerek var be silerim elimle gözyaşımı…
 
Şiir
 
-Öyle olunca silinmiş oluyor mu, seni sakinleştiren var mı dinleyen? Kendi gözyaşlarını kendin silince ne kazanıyorsun? Yanında birisinin olmasıyla bir muhabbet gülümsemeyle huzur duymanla, bir dinleyenin var diyerek yalnız olmadığını kazanmak mı? Yoksa hiç kimse yanında olmadan kaybettiğini anlayarak, ağlamaya sızlanmaya devam etmek mi kazanmak? Kapı aralıklarında beklentilerini korkarak bekleyenlere, korkmayın çıkın dışarıya birlikte bekleyin diyoruz hatta bunu sen söyle diyoruz, söyleyemezsen de yolda ıslık çalarak yürü, ıslık çalarak sessizliğe ses ol o sessizlikte korkanlar korkmasın, bizden başkaları da var desin gecenin içinde arayan sorgulayan desin… Üstat Şükrü Erbaş bak neler söylemiş şiirle.
 
Benim dünyayı sevmem için
Dünya beni sevmeli.
Çocuk düşlerimi ezen evler değil
Sevgiler olmalı oda oda
Mutluluğu gülüşlerle köpüren.
Baba utanmamalı benden
Annem ezik durmamalı
Ufacık bir isteğimle buruk.
Bir işim olmalı, bir güvencem
El ellerinde hoyrat/
Ev içlerinde
Kanayıp gitmemeli çocuk ömrüm.
Benim dünyayı sevmem için
Dünya beni sevmeli
Dünya beni sevmeli.
 
-Birazcık hakkın var ama bu kadar da uzun boylu değil!
 
-Peki, kısa boylu olarak bizde bulduğun nedir? İçindeki içsel kırıklığı görerek düzelir diyen biz mi? Bireysel olarak sana duyma hissini sağlayarak hep duy diyen biz mi? Bunalımla psikolojik çıkmaza girince bu çıkmazdan bir kaç hece sözle seni çıkarmamız mı? Daha sayayım mı? İstemek hayal kurmak bu kadar uzun boylumudur?
 
-Maşallah dilinde pek uzun ve yaman?
 
 
-Öyleyimdir, duyarlı ve ilgili olmak dili uzun ve yaman yapıyorsa doğrudur. Anlatım güzcüne katkı sağlıyorsak pek yamanız… Dinle Üstatları bak ne diyor.
 
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini.
 
Ahmet Arif
 
Bakakalırım giden geminin ardından;
Atamam kendimi denize, dünya güzel;
Serde erkeklik var, ağlayamam.
Orhan Veli Kanık
 
 
Dün sabaha karşı kendimle konuştum
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum
Yokuşun başında bir düşman vardı
Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum
Özdemir Asaf
 
 
-Ben sizinle olursam zaman israfı olacak, kazancıma kazanç katmaktan ziyade, hep hazır olanı yiyeceğim ve bir süre sonra hazır bitince aç karnına da kahrın hiç çekilmez şiir efendi, şair efendi siz neden sustunuz.
 
Şair
 
-Sözü ben şiire bıraktım, sıram gelirse konuşacağım, buyur şiir.
 
-Kazanmak dediğin nedir? Dün on milyar kazanırken bugün on iki milyar kaybettiniz, pek ala kaybettiniz diyerek işinizi bırakıyor musunuz? Daha fazla şevkle hırsla devam ediyorsunuz kazanmak için… Şimdi kazanmanın anlatımı size zor gelebilir ama böyledir. Her kazandığını sandığınızı kaybetmeyeceksiniz diye bir kuralı var mıdır?
 
-Şeee şey…
 
-Hayalleriniz yok mudur?
 
-Vardır ebetteki, bizi canlı tutan hayallerimiz hedeflerimizdir.
 
-İşte bizlerde hayallerine sımsıkı sarılmanı söylerken, senden para talep etmiyoruz ki, çalışırken ara dinlenmelerinde akşam istirahat ederken oku. Kendine doğru bir kapı aç diyoruz, kendini gör istiyoruz insanları gör istiyoruz, bunu para karşılığında yapmıyoruz ki, yine çalış lakin hayatı kaçırarak güzelliğini gör diyoruz, yanlış mı diyoruz. Her gün ofis odanda karşıda dün yeşermiş çiçekleriyle etrafı güzelleştiren akasya ağacı bugün tüm çiçeklerini dökmüş kurumak üzere kendisini saran kurt böceklerinin sayesinde, farkında mısın? Biz o ağaca bir kurt ilacı al sık diyoruz hep yeşersin ofisinin çevresi yemyeşil bembeyaz çiçeklerle kaplansın diyoruz, bunu söylerken senden parada zamanda çalmıyoruz. Etrafına bak gör diyoruz, bir istirahat anında oku, sıkıldığında bir nefes almak istediğinde oku, yorgunluğunu atmak için oku…
 
- Tarif ettiğiniz ve istediğiniz bu mudur?
 
Devam edecek inşallah
 
Mehmet Aluç
 
( Şiir Şair Ve Okuyucunun Diyalogları başlıklı yazı kul mehmet tarafından 25.04.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.