Bahçe de ki yediverenler çiçek açmış Annem!
gün gelirde birgün söndürülen yüreklerde de,
yediverenler çiçekler açar mı  ki annem.?
çocuk olmadan fidan olduk, yetmedi!
kök salmadan kalbimiz yerinden sökülüp atıldı!
kalem tutmak isterken ellerimiz, 
yoksulluk kader sayılıp halkası boynumuza dolandı!

ve

sokaklar meskenimiz, 
boya sandıkları, çöplük.. ekmek teknemiz oldu! tinere, uyuşturucuya her gün davetiye gönderdiler 
silahların, patlayan bombaların gölgesinde Annem!

Çıkmazlarımız da sol yanımız gün yokki  kana masın,
hıçkırıklar boğazımız da düğüm düğüm olmasın!
ne yana baksak, ne yöne dönsek olmuyor,
heybeye gitmiş, yaşanmamış, başı okşanmamış ,
cocukluğumuz, çocuk kalbi, kocaman yüreklerimiz de, 
boyumuzdan büyük sırtımıza yüklenen küfelerle, 
yüreklerimiz de öbek öbek yer et/tiril miş
parçalanmış hayatlarımız da ise
geleceğe umutla bakmasını öğrenmeden,
herbirimizin ışıl ışıl parlayan gözlerine 
kör neşterler vurdular be Annem!

Öğrendiğimiz, öğrettiğiniz tüm değerleri, bir bir çaldılar!
üzerine yetmedi hırsız damgasını vurup, ifşa ettiler!
herkes birbirine küs, herkes birbirine düşman!
kalmadı eski zamandan zerre eser, 
kara toprağı, ölmeden üstümüze kürek kürek attılar,

yetmedi

dalga geçercesine de  "takdir ilahi Allah'tan" deyip
El Fatiha okuyup utanmadan selavat getirdiler!
o da yetmedi
şakşakçılar  her fırsatta iş başına geçip,
"amin" deyip meydanlar da olta attılar..!!

Ateşten gömlek, yürek yangını dünya da,
cellatlığı meslek edinen, 
gözü doymaz caniler iflah olup
gönüllere yeniden yaşam tohumları eker mi..?
suskun kalan bülbüller, gülizar bahçelerinde şakır mı?
sevgi, huzur, mutluluk yüklü ak bulutlar, 
susuz kalmış, nasır tutmuş kara topraklara yağıp,
fidanlara can olur mu? 
............. dile gelde söyle be naçar anam söyle!
yüreği kanlar için de kalan benim güzel Annem!

Doyasıya bakmaya bile kıyamadığın, 
ciğerpare çocukların
bozuk düzene, esir edilmiş çivisi çıkmış, 
dünya da
ciğerpare yavrularımız! 
gün gelir de bir gün gene,
gözleri çakmak çakmak  bakıp, 
geleceğe ışık olur mu?
gül yüzlü suratların da gamzeler ,
her gün bahar tazeliğin de  açar mı?
silah tutan elleri kalem tutar mı?
barış güvercini atan kalpleri,
 yeniden uçar mı?
söyle bana yüreği yaralı, gözü yaşlı Annem!

Derinler den çıkıp gelen, sesini duyuyorum,
gözlerinin içi gülüyor, gökyüzünün maviliğinde
yanakların al al olmuş, kalbinin ak sesi yüze gelmiş,
" Umutlar ölmez oğlum!
Aşk ile yanan yürekler solmaz!
İnançlara kement vurulmaz!
İmanı hiç bir kuvvet söküp atamaz!
Güneş balçıkla sıvanmaz!
..........      bilmez misin?" diyen  nur cemalin,
Yüreğimin derinlerin de can buluyor Annem!

Biliyorum nur yüzlü annem biliyorum...!
İçini ferah tut!
Elleri kınalı yavruların,
Ölmedi! Ölmeyecek! Öldüremeyecekler!
Ciğerpare, ana kuzusu yavrularına biçilen 
Kara topraklar mezarları olacak..! 
Nur Yüklü, Muştu Yüklü Sağnak Yağmurlar..!
Yarından da yakın..! 
Sen Rahat Uyu...! Nur Yüzlü Ak Meleğim..!

08.05.2018 Ankara P.ÇETİN
( Anneler Ve Ciğerpare Çocuklar başlıklı yazı Kara kız tarafından 9.05.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.