NAMAZ İBADETİ
Beş vakit
namaz, miladi 621 yılında ve hicretten bir yıl önce mirac gecesinde farz oldu
Mirac’dan önce, yalnız sabah ve ikindi namazı vardı. Hicret, 622 de oldu.
Namaz farz
kılındıktan sonra, Cebrail A.S ve Peygamber Efendimiz 2 gün boyunca namazı beraberce kılmışlardır. Çünkü Cebrail A.S. Peygamber
efendimizin mürşididir ve Kuran’ın uygulamasını (kuran’daki islamı)
Peygamberimize Cebrail A.S. öğretmiştir. Birinci gün Cebrail A. S. imamlığında
namaz ilk zamanlarında, ikinci gün ise son zamanlarında kılınmıştır. Akşam
namazına yarım saat kala kerahat vakti girdiği için sünnet kılınmamıştır.
24/NUR – 37: Ricâlun lâ tulhîhim ticâratun ve
lâ bey’un an zikrillâhi ve ikâmis salâti ve îtâiz zekâti yehâfûne yevmen
tetekallebu fîhil kulûbu vel ebsâr (ebsâru).
Ticaretin ve alışverişin, onları Allah'ın zikrinden, namazı ikame etmekten
ve zekâtı vermekten alıkoymadığı adamlar ki (onlar), kalplerin ve gözlerin
(dehşetten) döneceği günden korkarlar.
5 VAKİT NAMAZ NASIL FARZ
KILINMIŞTIR?
Peygamber efendimiz bize
farz olan namazın beş vakit olduğunu bildirdi. Senelerce farz namazları beş
vakit kıldı. İki vakit de kuşluk ve teheccüd namazı olmak üzere hem kendisi
hemde ashabı kiram 7 vakit olarak namaz kıldılar. Artık başka delil aramak gerekmez.
Kuran-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Namaz, müminlere belli
vakitlerde farz kılındı. ) [Nisa 103]
20/TAHA – 132: Ve’mur ehleke bis salâti vastabir aleyhâ,
lâ nes’eluke rızkâ (rızkan), nahnu nerzukuk (nerzukuke), vel âkıbetu lit takvâ.
Ve ehline (ailene ve etrafındakilere) namazı emret ve onun üzerinde
(namazda) sabırlı ol. Senden rızık istemiyoruz. Seni, Biz rızıklandırırız.
Akibet (en güzel sonuç) takva sahiplerinindir.
4/NİSA – 103: Fe izâ kadaytumus salâte
fezkurûllâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum, fe izatma’nentum fe ekîmus
salât (salâte), innes salâte kânet alel mu’minîne kitâben mevkûtâ (mevkûten).
Namazı bitirdiğinizde; ayaktayken, otururken ve yan üzeriyken (yan üstü
yatarken) Allah'ı hep zikredin! Güvenliğe kavuştuğunuzda namazı erkânıyla
kılın. Çünkü; namaz, mü'minlerin üzerine, vakitleri belirlenmiş bir farz
olmuştur.
Nisa suresinin 103.
âyetinde, (Namaz, belli vakitlerde farz kılındı) buyurulup, ayrıca, beş vaktin
hepsi de diğer âyetlerde bildirildiği halde, “Beş vakit namaz” ifadesinin
geçmeyişi, kutuplarda ve buralara yakın yerlerde, beş vaktin tamamının
gerçekleşememesindendir. (Nimet-i İslam)
İsra suresinin, (Güneşin
kayması anından, gecenin kararmasına kadar ve sabah vakti namaz kıl) mealindeki
78. âyet-i kerimenin aslında geçen, (Dülûk-üş şems) öğle ve ikindi, (Gasak-ıl
leyl) akşam ve yatsı namazı, (Fecr) de sabah namazıdır. (Beydavi)
17/İSRA – 78: Ekımis salâte li dulûkiş şemsi
ilâ gasakıl leyli ve kur’ânel fecr (fecri), inne kur’ânel fecri kâne meşhûdâ (meşhûden).
Güneşin dönmesinden, gecenin kararmasına kadar namaz kıl. Fecrin Kur'ân'ını
(fecr vakti okunan Kur'ân'ı) ikame et (yerine getir) ! Çünkü fecrin Kur'ân'ı
şahitlidir.
Kaf suresinin, (Güneşin
doğuşundan ve batışından önce ve gece Rabbini tesbih et) mealindeki 39. ve 40.
âyet-i kerimesindeki, güneşin doğuşundan önceki sabah namazı, güneşin
batışından önceki öğle ve ikindi namazı, geceki de akşam ve yatsı namazıdır.
(Beydavi)
50/KAF – 39: Fasbir alâ mâ yekûlûne ve sebbih
bi hamdi rabbike kable tulûış şemsi ve kablel gurûb (gurûbi).
Öyleyse (artık) onların söyledikleri şeylere sabret. Ve Rabbini, güneşin
doğuşundan evvel ve batışından evvel, hamd ile tesbih et (zikret).
50/KAF – 40: Ve minel leyli fe sebbihhu ve
edbâres sucûdi.
Ve artık gecenin bir kısmında ve secdelerin arkasından O'nu tesbih et.
İbni Abbas hazretleri,
(Kuran-ı kerimde beş vakit namazı bildiren âyet hangisi) diye sual
edildiğinde, şu mealdeki âyet-i kerimeyi okudu:
(Akşama girerken, sabaha
ererken, gündüzün sonunda ve öğle vaktinde Allahı tenzih edin!) [Rum 17, 18]
30/RUM – 17: Fe subhânallâhi hîne tumsûne ve
hîne tusbıhûn (tusbıhûne).
Öyleyse akşam ve sabah vaktinde Allah'ı tesbih edin (münezzeh kılın) !
30/RUM – 18: Ve lehul hamdu fîs semâvâti vel
ardı ve aşiyyen ve hîne tuzhırûn (tuzhırûne).
Ve göklerde ve yerde hamd, O'na mahsustur. İkindide ve öğle vaktinde (O'na
hamdedin) !
(Akşama girerken) den
maksat, akşam ve yatsı namazı, (sabaha ererken) deki sabah namazı, gündüzün
sonundaki, ikindi namazı, öğledeki de, öğle namazıdır. (Celaleyn)
Nur suresinin 58. âyet-i
kerimesinde, (salât-ı fecr = sabah namazı) ve (salât-ı işâ = yatsı namazı)
ifadesi açıkça geçmektedir.
24/NUR – 58: Yâ eyyuhellezîne âmenû li
yeste’zinkumullezîne meleket eymânukum vellezîne lem yeblugûl hulume minkum
selâse merrât (merrâtin), min kabli salâtil fecri, ve hînetedaûne siyâbekum
minez zahîrat (zahîrati), ve min ba’di salâtil ışâi, selâsu avrâtin lekum,
leyse aleykum ve lâ aleyhim cunâhun ba’de hunn (hunne), tavvâfûne aleykum
ba’dukum alâ ba’d (ba’dın), kezâlike yubeyyinullâhu lekumul âyât (âyâti),
vallâhu alîmun hakîm (hakîmun).
Ey âmenû olanlar! Ellerinizin altında sahip olduklarınız (köleleriniz,
cariyeleriniz) ve sizden bulûğa ermemiş olanlar, üç vakitte yanınıza girmek
için sizden izin istesinler. Fecr (sabah) namazından önce, elbiselerinizi
çıkarttığınız öğle vaktinde ve yatsı namazından sonra. Bu üçü, avret vaktidir
(sizden sakınmaları gereken zamandır). Bu (zamanların dışında), birbirinizi
dolaşmanızda sizin ve onların üzerine bir günah yoktur. İşte böylece Allah,
size âyetleri açıklıyor. Ve Allah, Alîm'dir (en iyi bilendir), Hakîm'dir
(hikmet sahibidir).
Peygamber efendimiz,
Bakara suresindeki, (Namazları ve vusta namazını kılın) mealindeki 238. âyet-i
kerimeyi açıklarken, (Vusta namazı ikindi namazıdır) buyurdu. (İ. Ahmed)
2/BAKARA – 238: Hâfizû alâs salavâti ves salâtil
vustâ ve kûmû lillâhi kânitîn (kânitîne).
Salâvât'a (Allah'tan gelen nurlara ve namazlara) ve salat-ı vusta'ya hafîz
olun (koruyun, bu namaza kesintisiz devam edin). Ve kalkın, Allah için kanitin
olun (Allah'ın huzurunda huşû içinde ve saygı ile uzun süre durun) !
Bu âyet-i kerimede,
(Namazları ve orta namazı [ikindi namazını] kılın) buyuruluyor. Arabi gramere
göre, namazlar [salevat] denince, ikiden fazla namaz anlaşılır. Çünkü iki namaz
demek için, salevat [namazlar] değil, salateyn [iki namaz] denilir. Vusta [orta]
namaz ikindi namazı olduğuna göre, ikindi hariç, öteki namazların sayısı iki
olamaz, ikiden fazla olması gerekir. Üç de olamaz. Çünkü VUSTA NAMAZI hariç 4,
6 gibi çift sayılı olmalı ki, orta namaz [ikindi namazı] tam ortada olabilsin.
Yani ortadaki namaz ikindi olduğuna göre, ondan önce iki namaz, ondan sonra da
iki namaz bulunduğu meydana çıkar. Diğer âyetlerdeki namaz vakitleri de dikkate
alınınca, namaz vakitlerinin beş olduğunda hiç şüphe kalmaz.
Allah C.C. Peygamber
efendimize özel olarak teheccüd namazını farz kılmıştır;
17/İSRA – 79: Ve minel leyli fe tehecced bihî
nâfileten lek (leke), asâ en yeb’aseke rabbuke makâmen mahmûdâ (mahmûden).
Gecenin bir kısmında uyan ve sana özel nafile (ilâve) olarak O'nunla
(Kur'ân'la) teheccüd namazı kıl! Rabbinin seni Makam-ı Mahmut'a beas etmesi
(ulaştırması) yakındır.
33/AHZAB – 21: Lekad kâne
lekum fî resûlillâhi usvetun hasenetun limen kâne yercûllâhe vel yevmel âhıre
ve zekerallâhe kesîrâ (kesîren).
Andolsun ki, sizin için ve Allah'a ve ahiret gününe (Allah'a ulaşma gününe)
ulaşmayı dileyen ve Allah'ı çok zikredenler için, Allah'ın Resûl'ünde güzel bir
örnek vardır.
Allah’ın Resulünde Ahsen
bir örnek olduğu için, bütün sahabe peygamber efendimiz her ne yapmışsa, sünnet
kabul edip aynen uygulamışlardır. Hatta Peygamber efendimiz S.A.V. teheccüd
namazlarını kılarken onu takip eden sahabeyi oda almamış, sahabenin büyük kısmı
dışarıda onun gölgesine bakarak beraberce kılmışlardır. Peygamberimiz 3 saat
kılmış, 4 saat kılmış, 6 saat kılmış. Peygamber efendimiz korunmuş olduğu için
o kılabiliyordu. Ama sahabe korunmuş değildi, doğru dürüst beslenemiyordu,
içlerinde hastalar, savaşanlar ve yolcular vardı, hergün çalışmak zorunda
idiler ve bu yüzden zayıf ve bitab düşüyorlardı. Allah bunu bildiği için;
73/MUZEMMİL – 20: İnne rabbeke ya'lemu enneke
tekûmu ednâ min suluseyil leyli ve nısfehu ve sulusehu ve tâifetun minellezîne
meak (meake), vallâhu yukaddirul leyle ven nehâr (nehâre), alime en len tuhsûhu
fe tâbe aleykum, fakreû mâ teyessere minel kur'ân (kur’ânî), alime en seyekûnu
minkum merdâ ve âharûne yadribûne fîl’ardı yebtegûne min fadlillâhi ve âharûne
yukâtilûne fî sebîlillâhi fakreû mâ teyessere minhu ve ekîmus salâte ve âtûz
zekâte ve akridullâhe kardan hasenâ (hasenen), ve mâ tukaddimû li enfusikum min
hayrin tecidûhu indallâhi huve hayren ve a'zame ecrâ (ecren), vestagfirûllâh
(vestağfirûllâhe), innellâhe gafûrun rahîm (rahîmun).
Muhakkak ki Rabbin, senin ve seninle beraber olanlardan bir topluluğun, gecenin
üçte ikisinden daha azında, (bazan) onun yarısında ve (bazan da) onun üçte
birinde (Kur'ân okumak, zikir yapmak, kanitin olmak, teheccüd namazı kılmak
için) kalktığını biliyor. Ve geceyi ve gündüzü Allah takdir eder, onu sizin
asla hesaplayamayacağınızı (gecenin zaman dilimlerini doğru tayin
edemeyeceğinizi) bildi. Bu sebeple sizin tövbenizi kabul etti. O halde
Kur'ân'dan size kolay geleni okuyun! Sizden bir kısmınızın hasta olacağını,
diğerlerinin yeryüzünde, Allah'ın fazlından (rızık) isteyerek dolaşacaklarını
ve diğer bir kısmının da Allah'ın yolunda savaşacaklarını bildi. Artık O'ndan
(Kur'ân'dan) size kolay geleni okuyun, namazı ikame edin, zekâtı verin ve Allah
için güzel bir şekilde borç verin! Ve nefsiniz için hayır olarak ne takdim
ederseniz, onu Allah'ın indinde daha hayırlı ve daha büyük bir ecir olarak
bulursunuz. Ve Allah'a istiğfar edin (tövbe edip Allah'tan mağfiret dileyin) !
Muhakkak ki Allah; Gafur'dur, Rahîm'dir.
Ayeti kerimesinde
namazda kolayınıza geldiği gibi okuyun diyerek, teheccüd namazını ashaba ve
bizlere kolaylaştırmıştır. Ve bu ayetle ALLAH c.c. teheccüd namazını bizim
kılmamızı da emir buyurmaktadır. İlm-i Ledun Hızır A.S. tarafından teheccüd
namazında öğretilmektedir. Bunun için teheccüd namazını kılanlar kıyamda aşağıdaki
ayeti okumalıdırlar. Teheccüd namazı 7-9-11 rekat gibi tek olarak kılınır.
17/İSRA – 80: Ve kul rabbi edhılnî mudhale
sıdkın ve ahricnî muhrece sıdkın vec’al lî min ledunke sultânen nasîrâ
(nasîren).
Ve de ki: “Rabbim beni sıdk ile dahil et ve beni sıdk ile çıkar. Ve bana
senin katından (gizli ilminden) bir yardımcı sultan kıl. ”
Yine peygamber efendimiz
ve sahabesi sabahla öğle arasında kuşluk namazı kılmışlardır. İşte
Peygamberimizin esas sünnetleri bunlardır. Ama şu an bu sünnetleri İslam alemi
tasavvufun dışındakiler hariç (tamamen unutmuşlardır).
Bundan başka Peygamber
efendimiz ve sahabe-i kiram şükür namazları kılmışlar, hacet namazları kılarak
mürşidlerini ve problemlerini ALLAH’a sormuşlardır.
O gün olduğu gibi bu gün
de Allah dostları bütün bu islamdan kopan kavramları hayatlarında
uygulamaktadırlar. Ama İslam aleminde uygulamadan kaldırılmıştır.