Sözcükler, bülbülyuvası deyişlerin
En müdavim kalesi:
İç çekişlerin hazana yüklenişi,
Mevsimlerin çöreklendiği o lahit:
Yine içimin alfabesi her terk ediliş.
Mıhlandım kaldım ölümün yaşatma
gücüne:
Ölümlük sevdaların inkârı
Bazense bir mizansen eşliğinde
Beklediğim kayıp durak.
Gözlerim sabitlendikçe hecelere
Kelimelerin tekerine ihanet
Yine aksayan nidaların
Sonla başa isyanı.
Belli ki;
Tekerrür eden acıların
Payidar kıldığı
O cebi delik hüzün.
En namert isyan
Yine büyüyen nedamet
Sadece kâfirin ve nefsin yoldaşı
Gözleri ateş saçan iblisten
Nasıl da alacaklı evren.
Bir mısra tadında olmalı oysa yaşam
Bir tamah değil asla
Ne de yan çizdiğin sevgi rotandan
Her vazgeçiş,
Her istila
Her yarım hikâye.
Bir düzenden kopup da gelen
Belki ölümü ve mutluluğu tehir eden
Yine yana yakıla
Telaşın izdihamında yürek
Boyu nakışların
İnsanla imtihanı.
Kaydıkça eksenden
Nükseden o çığlık:
Belirsiz bir anda
Taban tabana zıt yine sayısız duygu:
Batağın dibinde
Nehir ağzı yaraların
Kayıp rotasında
Hükümranlığında aşkın ve Tanrının,
Ödediğin bedeller
Ve sorarken,
Ne için,
Serzenişin ise hep için için.
Kaynakçası hazanın
En soğuk rüzgâr:
Sevginin yaşatma gücüne muhalif
Ne çok yengi, yenilgi
Maruzat bellediğin tek şey değil mi
Oysaki sevgi?
Hadi, düşelim yollara
Sezelim ömrü
Günlük satırlarda
Ve boykot ettiğimiz nefsin
İdaresinde
Yüreği de boykot eden
Deli hecelerin
İstikrarsız vuku buluşuna.
Gömelim de dünü ve
Her yanlı hükmü:
Dibe vurdukça
Önsözünde geçmişin
Kayıtsızlığına
Her düştüğümüz şerh değil mi
Yine ardımıza serptiğimiz
Çakıl taşı…
Hani olur da karşılaşırız bir
yerlerde
Günün birinde
Temaşanın izini sürüp
Sevdikçe
Hakkın rahmetine nail
Sadece.
Hem payidar kıldığım hüzün
Hem bahtiyar öldüğüm
Üstelik dize dize itirafım:
Zarif bir tınıda içimin aksanı,
Balla kaymak belki de
Aşkın itirafı.
Hoyrat insan hoyrat kelam
Mecburi istikamette
Oysaki anlara düşer yıllık izdiham:
Gönül mü boykot eden?
Sunumu içe dönük hezeyanın,
Belki kalburüstü bir yeti/m
İmtina ettiğim gün ve gece.