Kara balyalar hücum ediyor geceye,

Bir isyanı kundaklayan münafık

Aşkın hazin ölümünde

Kanıksanası bir özlem…

 

Zamanın ara duraklarında

Şiirin böğrüne saplanan bir imge

Kadar acıyım belki acınası

Belki acımaklı bakışlarla süzerken

Yine dimağımda kırık haneler,

Yoksun bedeller

Ve debdebeli vazgeçişler.

Büklümlerde intihar eden bir şiir

Kaynakçası hazansa şairin.

 

En deli fıtratın yorgunluğunda

Güme giden bir ömrün yansıması

Her deryayı kurutmaya muktedir

Kurak çöllere rahmet sunan

Varlığında bilinmezin

Şahit melekler

Şakıyan iç sesimde

Kaybolduğuma dair

Hangi redifse

Bir katre yoksunluğa hükmeden

İlahi Gücün kutsadığı merhalede

Defolu bir faniyim.

 

Kutsalım, aslım astarım

Hatta kesif sessizliğine tabi olduğum

Yalnızlığın bariz şahidiyim.

 

Küllerinde cümlelerin maruzatlar saklı aslında gölgelerin hükmettiği karanlık özürlü yüreğimin beyazı.

 

Bir gıybette kavrulan münafık.

 

Bir surette yansıyan nur yine insanoğlunun siciline dair.

 

Sonra da saklı tuttuğum güncem.

 

Aşkın hitabında, sandık sandık hüzün saklıyorum ve öncemin sonrasızlığında kıvranan bir an’dan ibaretim.

 

Himayesindeyim şiirin ve şehrin.

 

Şehla bulutlar göz kırparken sağanak öncesi, saklı duvarlarında kayıp şehrimin aciz varlığımla sapıyorum rotamdan.

 

Kâh bir bulutum kâh ay’ın karanlık yüzü.

 

Zemherilerde üşüyen kırlangıçlara mı özeniyorum ne?

 

Kanatsız şafakların yetim acısıyım aslında yetim beyitlerin kayıp hecesiyim.

 

Şimdime mahkûmum çünkü beşerim.

 

Yarının garbında, titreyen mazimi sarıp sarmalıyorum içimdeki çocuğun küçük ellerinde bir demet güldense bir avuç dikeni kundaklarken benliğim ve delik deşik ruhuma eşlik eden beyaz kefenim.

 

Ölümün titrinde ya da aşkın şavkında…

 

Hani olur da…

 

Hani tutarsın elimi… diyenlerin yalancısıyım ve sancılandığım her doğumda ölmeye adayım.

 

Kara lehçelerinde kargaların…

 

Billur yüreklerinde bülbüllerin…

 

Titrek bedenlerinde minik serçelerin…

 

Annem her sabah beslerken yavru serçeleri ben şaibeli söylencelerin tanığıyım ve sessizliğimle kefilim asaletime ve hüznüme sahip çıktıkça seviyorum kendimi.

 

Masum yetimlerin yüreğinde bir kırlangıç da olabilirim belki de güvercini kayıp avluların uçuşan tüylerine karışır içimin nidaları.

 

Esiriyim aşkın aslında celbi bunca yangının:

 

Mağlup düşlerimde mazlum tefrikası yine gölgeli kışın saçaklarından sarkma özlemi ile kardan bozma sarkıtlardan mahrum iken Haziran.

 

 

Bodur cüssesine sığınıyorum Haziranın aslında küçümen öykülerinde bir imge olma hakkımı kullanıyorum ve son kez susuyorum hani olur da açılır kapısı ümitlerimin.

 

Kırk Haramiler kırklıyor aşkı ve içimdeki sarkık milatla ben miadı dolmuş şarkıları hala takmışken dilime.

 

Pelesenk olan bilumum kayıp yine ayıp bellediğim bir haykırışı daha bastırdığım.

 

Mimlenen ya da mil çekilen bir gönül gözü oysaki şefaatin habercisi her kelam ezkaza asılı kaldığımı ihbar eden bir yetim cümleden arakladığım acıyı bile sahiplenirken üstelik aklımın melekeleri yüreğimin melekleriyle restleşiyor.

 

Zamandan bağımsız olduğum kadar da marazi bir aşkın kuytularındayım belli ki devriâlem yine çocukluğumun göçebe mutluluğunda ben zar tutan bir kumarbaz kadar sakil ve yansız iken oysaki mağdur bilançosunda dünün en muzdarip iskambil kâğıdıyım.

 

Kiminin papaz oldun, dediği belki de maça kızının öfkesine sirayet eden o mizansen.

 

Boyut değiştirdikçe yükseldiğim…

 

Alçalanlara inat aşka biat edip de saçma bedeller peşinde koşacağıma aman vermediğim bir masumiyet ve yaftalanmayı da ihmal etmezken ne de olsa kadın soyunun en aykırı rüzgârıyım yine için için kaynayan gerekçelerimi bir bir sunarken Tanrıya.

 

Biblo seçimlerim, yüreğimin ve cep telefonumun duvar kâğıdı, bir ömürdür sakladığım o minik ve kırık hediyeler yine annemin sevgisine rahman ve rahvan bir kabullenmişlikle şükretmeyi yüreğine işlerken.

 

 


( Ayın Karanlık Yüzü... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 9.06.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.